OSMANLICA

OSMANLICA…
Elveda TANIK 18.05.2011
etanik@egm.gov.tr

.
Hani bazen karşımıza bilmediğimiz bir dille yazılan bir yazı çıkar ya, aman sende der, şöyle göz ucuyla bir bakar geçeriz. İçeriğinde ne vardır? Bu nedir diye hiç merak etmeyiz. Osmanlıcada öyle, onu da hiç merak etmeyiz. Ne kadar yanlış, ne kadar üzücü değimli? Osmanlıca, Arap harfleri ile yazılan, Türkçe, Arapça ve Farsçanın karışımı bir yazı dilidir. Asırlarca kullandığımız bu yazı diline ne kadar yabancıyız… Çok acı!

Tetkikte; araştırmadır, incelemedir. Öğrenmek istenilen, merak edinilen her hangi bir şey hakkında bilgi sahibi olmak demektir. Bir şey hakkında doğru bilgiye ulaşmak, bilgi sahibi olmak istenirse, mutlaka araştırma yapmak gerekir. Aksi takdirde hiçbir şeyden haberimiz olmaz, doğru yolu bulamayız. Dolayısıyla, geleceğimize yön verecek önü gözükmeyen, sisli ve engebeli yolda, o yolu aydınlatacak ışıltıyı, yıldızları görebilmek için şöyle bir geçmişimize bakıp doğruları ve eğrileri araştırmak gerekir. Hele polis teşkilatı için bu araştırma çok daha önemlidir

1913 yılında bir polis amirinin teftişi sırasında duyarlı polislerin yanında, duyarsızlarında olduğunu anlatan Osmanlıca yazılmış “FİKRİ TETKİK” isimli belgeyi, yarım yamalak öğrendiğim Osmanlıcam ile yapmış olduğum ve tamamı okumak isteyenlerin e mail adresimden temin edebilecekleri transkripsiyonun özetlemek gerekirse, Polis Teşkilatının, vukuatın önünü almak, emniyeti ammeyi temin etmektir. Bunun içinde her polisin uykusunda bile geçen arabaların gürültüsünden, yolcuların ayak seslerinden, çevresinde olup bitenlerden bir mana çıkarmalıdır. Hassas olmalıdır gibi ifadelerin yanında, ecnebi olan bir sobacının tabiiyetinden bile merkezin haberdar olmadığı gibi eleştirici sözlerde yer almaktadır… Bu belge, ülkenin o zaman ki durumunu gayet güzel açıklıyor. Bu millet, kendisini yabancı gören bir ecnebinin Tebaası hakkında bilgisi bile yok. Nedeni ise, Onları öyle benimsemişler ki, onları farklı görmüyorlar...

Aslına bakılırsa; bu belgeden herkesin ders çıkarabileceği bir şeylerin bulunduğu yönünde hem fikir olduğumuz kaçınılmaz değimli? Araştırma yapılmaz, merak edilmez ise bu bilgilere ulaşmak mümkün olabilir mi? Ulaşılmaz! Osmanlıca olan belgeleri incelemek için de Osmanlıca yazıyı bilmek gerekmez mi? Evet bilmek gerekir. Latin harfleri ile yazılan yazı şeklinin yanında, Osmanlıca yazı şeklini de bilse kötümü olurdu? Acaba her şey geride mi bırakılmak isteniyor? Yoksa geçmiş unutturulmak mı istendi? Niye o yazıya bu kadar yabancı kalındı? Asırlarca kullanılan bir yazı bilinmiş olsaydı geçmiş bu kadar bulanık değil daha berrak ve duru olurdu…

Oysa Osmanlıca da bizim geçmişimiz, kültürümüz, mertliğimiz, yaşam biçimimiz, birliğimiz, beraberliğimiz, adaletimiz, asaletimiz, insanlığımız, büyüklüğümüz ve saymakla bitiremeyeceğim daha nelerimiz var. Evet, o çok yabancısı olduğumuz Osmanlıca belgelerde bizim geçmişimiz vardır. Hani bir söz vardır ya “Söz uçar gider yazı kalır” diye. O anlamadığımız belgelerdeki bilgiler zifiri karanlıkta parıldayan etrafa ışık saçan yıldızlar gibidir. Yıllar, asırlar geçse de o pırıltıya, o yıldızlara her daim ulaşabilir. Yeter ki araştırma merakımız hep olsun, o anlı şanlı geçmişimize sahip çıkalım…


Elveda TANIK
Hukuk Müşaviri
2.Sınıf Emniyet Müdürü

Yorumlar