HER ŞEY DALLANIP BUDAKLANDI.

Olaylar genişleyip yayıldığında ve gittikçe büyüyerek, içinden çıkılmayacak karışık bir durum aldığında dallanıp budaklandı sözünü çok sık kullanırız.

Son günlerde ülkemizde her şey iyice dallanıp budaklandı. Kim nerede ve nasıl konuşacağını, ne yazacağını ve nasıl davranacağını bilemez oldu. Her şey birbirine girdi ve içinden çıkılmaz bir hal aldı!

Vatandaş geçim derdine ve terör belasına öyle bir odaklandı ki, ülkemizin diğer sorunlarını göremez oldu. Kafalar bilinçli bir şekilde gündemden uzaklaştırılıyor ve dikkatler başka yönlere çekiliyor. İthalat ve ihracatımız, sanayimiz, sağlığımız, eğitim sistemimiz, tarım ve hayvancılığımız ne durumda bilenimiz var mı?

Toplum olarak ne düzeydeyiz, kültürümüz ve Türk toplumunun manevi değerleri ne durumda ilgilenenimiz var mı?

Yeni yapılacak Anayasa Türk Ulusunu nasıl etkileyecek merak ediyor muyuz?

Hukuk sistemine ise hiç girmiyorum.

Siyaset ise üzülerek söylemek zorundayım; kokuşmuş ve basitleşmiştir. Halkın güvenip seçtiği halkın vekilleri sorun çözmesi gerekirken maalesef sessiz sedasız aylıklarını sadece cebe indirmekle meşguller.

Halkın kemer sıkması şöyle dursun, artık canının çıkması durumuna gelmiş olması bile onları hiç mi hiç ilgilendirmiyor sanırım…

Terör örgütü PKK’nın sözcülüğünü yapan BDP’li milletvekillerinin parasız kaldıklarından dolayı yemin ettiklerini ve her birinin (77 bin TL)birikmiş maaşlarını alacaklarını okuyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Hem Türk milletinin parasını alacaklar, hem de büyük bir küstahlıkla halkı isyana çağıracaklar ve gözümüzün içine baka baka da tehditlerine devam edecekler öyle mi?
Bu kadarına da pes artık…

Evet, Çözüm üretemeyen siyasetçilerin yüzünden toplumun huzuru kalmamıştır. Her alanda özellikle kadın ve çocuğa şiddet artmış ve sadece rutin bir haber gibi yazılı ve görsel basında yer almış ve toplum olarak da oldukça duyarsızlaşmışız. Sadece ‘ya, vah vah’ sözleriyle de anlıyoruz ki bu toplumsal sorun da sıradanlaşmıştır.

Ayrıca, dini konularda hassas bir toplumuz. Din sömürüsü ise aldı başını gidiyor. Dini konularda işin ehli olmayan o kadar çok kişiler türedi ki insanların duygularını istismar etmektedir. Maalesef geçenlerde iğrenerek izlediğim kendisini şıh olarak niteleyenin sapık ve çarpık ilişkilerini rahatça ifade ediyor olması ile; -Ali Rıza DEMİRCAN’ın “İslama göre cinsel hayat” adlı kitabında “Cennette bekar kişi kalmayacak. Cennetliklerin en alt kademesine günde 72 kadın verilecek” vs. sözleri beni öyle bir şaşkınlığa uğrattı ki neler oluyor, ne yapılmak isteniyor demekten kendimi alamıyorum!..

(Bilmeden fetva verene, yerdeki ve gökteki melekler lanet ederler.) İbni Lal, İbni Asakir (İslamseli. com)

Allah’a şirk etmekten korkarım. Onun için Allah sahte şıh ve şeyhlerden hepimizi korusun.
(Sizin için Deccal’dan daha çok, sapık imamlardan korkuyorum) İ.Ahmed (İslamseli. com)

Her şey gerçekten dallandı budaklandı. Haksız mıyım?

Nermin AYDINLI
10.10.2011

Yorumlar