NEYİN OLDU BİTTİSİ!

Son birkaç gün ortalık toz duman. Ülkemizin saygın olması gereken yer Meclis ise arena meydanıydı. Nahoş konuşmalar, kabadayı görüntüleri anlamak mümkün değil!

Hiç kimsenin birbirine ise tahammülü yok…

Hele hele Ankara meydanlarında büyük çoğunluğu eğitimci ve ailelerden oluşan, 4+4+4=12 eğitim sisteminden çocukları için endişe eden gruplara yapılan şiddet görüntüleri insanlık onuruna yakışıyor mu?

Toplumun bir kesiminin düşüncelerinin dile getirmesinden neden endişe duyuluyor?

Endişe duymamak elde değil bu son yaşananlardan sonra!

Gelişen demokrasi ve demokratikleşme bu mudur?

Bir tarafta malına mal katanlar,
Bir tarafta aç yatanlar,
Bir tarafta kaygı duyanlar,
Bir tarafta ise şakşakcılar…

Toplumun bir bölümü memnun iken diğer bir bölümü bu eğitim sisteminden neden kaygılı?

Kaygılı olanlar; Laik toplum yapısının değişeceğinden endişeyle, bilimsel verilere dayanmadığını dile getirmek istiyorlardı.

Neydi o şiddet ve hiddet?

Nedir bu telaş?

Neyin oldu bittisi?

Türkiye’nin ihtiyacı neydi de bu reformun yapılması düşünüldü? Topluma anlatılsaydı, getirileri ve götürüleri tartışılsaydı….Ülkemizin patır kütürle çıkarılan eğitim sistemine değil, hakiki, bilime dayanan, öğrenmenin yanı sıra üreten, araştıran beyinleri yetiştirecek reformlara ihtiyacı var.
İlk etap da dini eğitimin ne zararı olabilir diye düşünülebilir ama, yapılan uygulamaların Laik düzenden, yumuşak bir geçişle dini düzene doğru adım mı atılıyor, sorusu akıllara gelebilir. Din eğitimi alınmasına alınsın ama insanları ayrıştırma noktasında olmamalıydı! Seçmeli din dersini alanlar ve almayanlar diye ayrıştırılırsa bu ülke de neler olur mazallah!

İktidar da hangi parti olursa olsun her şeyi doğru yapar ya da “çoğunluk elimde ne istersem onu yaparım” mantığıyla hareket ederse diğer bir kesimin haklarının gasp edilmesi demek değil mi dir?

Toplumu germeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Olumlu düşünmeye çalışalım; İktidar belirli bir kesimin değil, bütün Türkiye’nin hükümetidir. Bu nedenle herkese eşit mesafede ve vatandaşın çıkarları doğrultusunda hareket etmeli ve endişeleri gidermelidir!...

“Milli Eğitim'in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.“ M.Kemal ATATÜRK

31.03.2012

Nermin AYDINLI

Yorumlar