Havaların
soğumasıyla siyasi çıkışlarla gündem öyle bir ısındı ki insanları şaşırtan
cinsten!
Evet,
30 yıldır süregelen terör belası nice ocaklar söndürdü. Türk Milleti ülkesinin
huzuru için terörün bitmesini, buna çözüm bulunmasını istedi ve istemekte de
haklıydı. Fakat, terör örgütüyle müzakere edilerek değil! Barış için suçlularla
masaya oturulması, devletin biz bu işte başarısız olduk demek değil mi dir?
Zamlar,
görevden alınmalar, yoksulluk, sonuçlanamayan mahkemeler bir kenara bırakıldı. Özellikle
verilen şehitlerin unutularak PKK terör örgütü lideri olan katil ile çözüm
arayışına girilmesi vatandaşın canını yaktı!
Ayrıca,
kendilerini çözüm yanlısı olarak belirtenler ekranlarda ahkam kesenler tek çözümün
bu olduğunu savunuyor ve vatandaşın da inanması isteniyor… Terörle müzakere
edilmez diyenler, barışı ve çözümü engellemekle suçlanıyor. Havaların
soğumasıyla iyice köşeye sıkışmış olan
terör örgütüne, bütün bu olanlar nefes aldırmaktır. Zaman tanımaktan
başka bir şey değildir.
Barış
için yapılması gereken müzakere değil, mücadeledir.Terör örgütüne zaman
tanınmadan terör örgütünün dış bağlantıları engellenmeli ve kampları dağıtmalıdır.
Terör
örgütünün silahlarıyla istediğine ulaşamayacağı gösterilmelidir.
Müzakere
değil, mücadele şart!
Kürtler
eşit yurttaş hakkını kazanıyormuş! Ne zaman ayrım yapıldı, devletin her
kademesinde olmadılar mı, devleti yönetmediler mi? Bu görüşmeler terör
örgütünün yaptıklarını meşrulaştırmak değil mi dir?
Nedir
bu ayrım, nedir bu kin ve öfke?
Bu
yapılanlar doğru değil!
Devlet
müzakere değil, istikrarlı bir şekilde mücadele eder.
SON
SÖZÜM: Terör örgütü; Ülkenin ekonomik, toplumsal, siyasal ve anayasal düzeni
yıkmak amacıyla bilerek ve kasten eylemlerini yaptığı unutulmamalıdır!
Nermin AYDINLI
Yorumlar
Yorum Gönder