TÜRKİYE AYAKTA!


 

Gezi parkı ülkemiz de önemli bir yer almıştır. Sessizliğin çığlığı, yılların birikiminin haykırışı, apolitik ve asosyal gençliğin uyanışı olmuştur. Kimisine göre 3-5 ağaç için koparılan kıyamet, kimisine göre çapulcular topluluğu ve kimisine göre devletin bekasını bozmaya çalışan birtakım güçlerin birleştiği olaylar ile Türkiye ayağa kalkmıştır!

Ne olarak adlandırılırsa adlandırılsın Gezi parkı yıllar süren suskunluğun bozulmasıdır. Herkesimden binlerce kişinin bir araya gelebilmesidir. Demokrasi ve özgürlüklerin yaşanması isteğidir. Asosyal gençliğin haykırışına ailelerin de tencere, tavalarla yanınızdayız diyerek eşlik etmesidir. Yaşam tarzıma, tercihlerime karışma demektir. Barış içinde hep birlikte sevgiyle yaşayabilmenin ifadesidir. Siyasal baskılara, dayatmalara baskı ve sindirme politikalarına bir dur demektir. Siyasi inatlaşmaları bir tarafa bırakıp, halkı germek yerine ülkenin gelişmesine odaklanın demektir. Milli değerlerimize dokundurtmayız demektir. Bizler hiçbir siyasi partiye ait değiliz demektir.                                                        

Gezi parkı olayları insanların patlama noktası olmuştur. Ortadoğu da yaşananları hiç birimiz elbette istemeyiz. O nedenle siyasi otoritenin dikkatli açıklamalarla halkı germek yerine ortamı yumuşatacak sözleri söylemesi gerekir. İktidar’ın a-b partisinden olmasının önemi yoktur. Seçildikten sonra bütün Türkiye’nin iktidarı olmuştur. İktidar, her kesimi  kucaklayan, sorunlara çözüm bulan, onlar bunlar, yaparız, yapacağız gibi kışkırtıcı sözlerden kaçınması gerekir. Halkla polisin karşı karşıya getirilmesi ise kesinlikle doğru olmamıştır. Bu kadar sert müdahale demokratikleşmenin olmazlarından mı acaba!

Polis müdahalesi olmayan yerlerde taşkın olayların yaşanmadığı sanırım gözden kaçmıyordur!

Ayrıca ortalığı karıştıran tüm provakatörleri ve meydan kabadayılarını şiddetle kınıyoruz!

Demokratikleşme süreci ve açılım ile çıkılan yol PKK’nın istekleri doğrultusunda şekillenirken,  Suriye açmazı ile siyasi otorite boşluğu, ülkemiz açısından doğru olmayan yönlere kaydırılmaya çalışılması ve tahrik, tehditle insanlar yollara dökülmüştür. Ayrıca karşı bir grubun oluşturulması oldukça tehlikelidir. ‘Biz biziz, beraberiz, kardeşiz’ sözleri o zaman sadece söylemde kalır. Kin ve nefret dolu sözler sadece kardeşi kardeşe kırdırmaktan ve nefret duygularının oluşmasını sağlamaktan öteye gitmez. Devlet yönetimine talip olmuş her kim olursa olsun ayrıştırma yerine, bütün halkı kucaklamak, halkına hoşgörüyle yaklaşmak zorundadır!

Umarım demokratik talepler dikkate alınarak, Türkiye tehlikeli bir kutuplaşmaya, kamplaşmaya gitmeden çözüme ulaşır!

SON SÖZÜM: Kitle yığını olarak görülen bu halkın çığlığı bütün dünya’ya bir kez daha Türk Ulusu’nun hiç kimsenin boyunduruğu altında yaşamayacağını göstermiştir.

09.06.2013

Yorumlar

Yorum Gönder