CHP ve MHP’nin açıkladığı
çatı adayı Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu ülke gündeminde bomba etkisi yarattı.
Herkesin şaşkınlığını üstünden atmasıyla bu aday hakkında yorumlar, yazılar
yazılmaya başladı…
Kimine göre aşırı İslamcı,
kimine göre Atatürkçü, laik ve eşi de açık ve modern. Her modern ve başı açık
olan Müslüman, her kapalı olan da laik ve Atatürkçü olamaz mı?
Din hiç kimsenin tekeli
altında değildir. Dindar ile dinci görünen yapıyı birbirinden ayırabilirse
doğru bir çizgi izlenmiş olur. Son 12 yıldır ülkemiz de yapılan ve komşu
Müslüman ülkelerinde ki eziyet ve gözyaşı ister istemez toplumu germiş ve
ülkemizde ki kavramlar bir bir eriyip gitmektedir.
Ortadoğu üzerinde oynanan
oyunlar şimdi de ülkemize oynanmaya başladı. Ülkemiz de terör örgütü PKK’nın ve
yandaşlarına verilen bunca tolerans ve hazırlanan yasa taslağı, İŞİD denilen
(sözde)Müslüman terör örgütünün kan gölüne çevirdiği Irak topraklarında bulunan
konsolosluğumuzu basıp aldıkları Türk rehineler ve fütursuzca PKK’nın bölmek
istediği ülkemiz topraklarına şimdi de Hatay’ı isteyen gözü dönmüş insanlığını
yitirmiş bu örgüt’e bu rahatlığı sağlayan kim ve kimler?
Her şey ortada ülkemiz
üzerinde gerçekleştirilmek istenen ılımlı İslam modeli yavaş yavaş topluma
benimsetilmek mi isteniyor?
Türkiye laik bir ülke olduğundan din ve devlet işleri
ayrılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çoğunluğu Müslüman'dır ve
mezhepsel olarak da (Sunni-Caferi, Şafii,)
mezhep olmayıp kültür olarak benimsenen Alevi vatandaşların yanı sıra toplam
nüfusun geri kalanını Ermeni Ortodoks , Süryani, Rum Ortodoks, Rus
Ortodoks, Protestan, Katolik, Yehova
Şahidi, Keldani, Mormon,Yezidi, Musevi, Budist, Bahai ve Hindu'dur. Ayrıca yeni
dinlere (Yeni dinler Neo-Konfüçyüsçülük ve Neopaganizmi kapsar) ateistler, agnostikler, deistler ve sküler’e bağlı dini gruplar ve
görüşler oluşturur. İşte böyle bir yapıya sahip olan Türkiye laik bir yapıda
olması, herkesin ibadetine özgürlük, eşitlik ve insan haklarının saygınlığını
korur.
Tekrar Cumhurbaşkanı adayına dönelim; ‘Denize düşen yılana sarılır’
misali Sn.Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı aday Ekmeleddin İHSANOĞLU’nu,
Türkiye’nin yüzde
55’inden oy alabileceği umuduyla aday olarak önerildiğini anlatamayan CHP, sanki kendilerinin adayı gibi algılandı ve
tabanında büyük sıkıntılara neden oldu! MHP açısından hiçbir sorun teşkil
etmeyen, Nazım Hikmet’i Arapçaya çevirmiş, İslam Konferansı Örgütünde olup
İslam ülkelerinin yanı sıra batı ile iyi ilişkiler kurmuş, Sn.Bülent ECEVİT’ten
devlet nişanı almış ve Suudi
Arabistan’la da iyi ilişkiler içinde olduğu söylenen Sn.Prof.Dr.Ekmeleddin
İHSANOĞLU acaba 76 milyona hitap edebilecek mi?
Ülkemiz o kadar büyük sorunlar yaşıyor ki moda haline gelen
‘YENİ’ kelimesi ile neredeyse Cumhuriyet
ve ülkemiz kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’den rövanş alınıyor gibi üst
üste yapılan uygulamalarla ve hele hele doğuda kışlanın içinden Türk
bayrağımızın indirilmesi ve diğer birkaç yerde teşebbüs edilmesi gösteriyor ki
devlet olarak zafiyet içindeyiz. Bütün bu olaylar halkı tedirgin etmekte ve
sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yemektedir.
Sosyal demokrat vatandaşlar, laik, devletini, milletini seven kesim
ister istemez kafasında ki sorulara cevap aramaktadır. Umut bağladığı, ülkemizin
teminatı ve atamızın emaneti olan CHP’nin çizgisinin değişime uğradığı
endişesinin yanı sıra neden sorularını soracak ve tedirginliklerini taban tabi
ki ifade edecektir!
Son dönemlerde demokratikleşme ve özgürlük adına yapılan ve yenilik
olarak adlandırılan siyasetin uygulamak istediği yaptırımlar, ayrılıkçı,
bölücü, irticacı ve insanların tek görüşe hizmet etmeye zorlanması Atatürk
karşıtlarına prim ve güç verir! Ülkenin birlik ve beraberliğini sıkıntıya
sürükler!
Laiklik ülkemizin teminatıdır.
İslam ülkelerinde laiklik uygulansaydı İslam adına bunca kan dökülmez,
müslüman müslümanı boğazlamazdı!
Ayrıca gerçek anlamda(karıncayı dahi incitmekten korkan)Müslüman bir
vatandaşın da Cumhurbaşkanı olmasında elbette sakınca yoktur. Çünkü siyaset din
ile karıştırılmamalıdır. Siyaset mezhepsel üstü olmalıdır!
Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP’li ve Siyasal İslamcı iki adaydan
birini seçmek zorunda kalacaktır. Çünkü muhalefetin siyasetin bilinen bir
yüzünün oy alamayacağı endişesi ülkenin %98’si Müslüman olması ve büyük bir
çoğunluğun muhafazakar yapıya sahip olması nedeniyle çatı kararında İslamcı
Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun açıklanması her ne kadar doğru olarak görülse de tüm
kesimi kucaklayacak birbirinden değerli gerek siyaset alanında gerekse
bürokrasi dahil her alanda isimler üzerinde neden durulmadı diye mutlaka
denilecektir.
Seçilecek olan Cumhurbaşkanı bu aşamadan sonra siyasetin belirleyip
halka seçmek zorunda bırakılacak olan aday olacaktır. Türkiye Cumhuriyetini
kucaklayacak, noter vazifesini görmeyecek, ülkenin ve milletinin menfaatlerini
koruyacak ve oturduğu makamın değerini bilecek bir Cumhurbaşkanı
özlemiyle;
SON SÖZÜM: Türkiye ilk defa halk oylamasıyla seçeceği Cumhurbaşkanını
AKP’li veya Siyasal İslamcı iki adaydan birini seçmek zorunda kalacak olsa
bile;
Ne Türkiye Cumhuriyetimizden, ne Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal
ATATÜRK’den, ne bayrağımızdan ne de ülkemizin bölünmez bütünlüğünden,
demokratik, laik, sosyal yapısından Türk Ulusu olarak vazgeçeriz!
Nermin AYDINLI
Yorumlar
Yorum Gönder