Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2006 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ(BENİM ÖĞRETMENİM)

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ (BENİM ÖĞRETMENİM) Anadolu’nun çilesini yaşayan insanların şartlarını bildiği bir köyde dünyaya geldim. Elektrik yok, elektrikli ev aletleri yok, doğru dürüst içme suyu yok. Yinede şanslı sayılırız. Yıl 2006 hala yolu, suyu, okulu elektriği olmayan köyler var. Benim köyüme okul 1939’ da yapılmış. Okula başladığımda her yönüyle örnek aldığım öğretmenimiz vardı. O iyi bir ziraatçı, iyi bir sıhhiyeci, iyi bir öğretmen; aynı zamanda köyümüzün önderi, lideri idi. Geçen yıl rahmete kavuştu. Bu vesile ile onun şahsında başta, başöğretmen ATATÜRK olmak üzere tüm rahmete kavuşan öğretmenlerimizi saygıyla anıyorum, ruhları şad olsun, yaşayanlara da uzun ömür, sağlık, mutluluk diliyorum. Dünyanın en kutsal ve anlamlı mesleği nedir diye sorsalar hiç tereddüt etmeden öğretmenlik derim. Bütün mesleklerin bir öğreteni yani bir öğretmeni var. O halde öğretmenine sahip çıkamayan ona gerektiği önemi vermeyen, saygı duymayan kişi ve toplum olm...

Ortaçağ Düzeni ve Otokontrol Mekanizması

Dünyada her toplum aynı süreçte gelişmiyor malesef. Tarihimizin bize öğrettiği çağları, o çağların getirdiklerini, yenisiyle birlikte bırakılması gerekenleri aynı anda her toplum yaşamıyor. Genelde ataları o gelişmeyi yaşamış olanlar oluyor bu tarihi çağlarını da değiştirenler ve düzenleyenler. Endüstrileşme, makineleşme, tarım toplumunun -şimdilik- bırakılamayacağı gerçeği, türlü türlü cep telefonu kullanıyor olmamız değil tarih çağlarını bir bıçak sırtı gibi ayıran birbirinden. Bunu henüz kavrayamamış beyinler, tahminimce insan hakları beyannamesi kabul edilmeden önce yapılan tüm katliamları, barbarlıkları, ırkları, dinleri ve toplumları düşman ilan etmiş olabilirler. O zaman ki dünya düzeninin getirdikleri ile şimdiki dünya düzeninin götürdükleri paralel olunca, x toplumu da bizim düşmanımız oluyor haliyle. Şimdi sorun yaşadığımız milletlerle geçmişimizde neler yaşamışız kimse sorgulamıyor. Ermeni sorununu anlamak ve çözmek için 18. yy'a, orada yapılan savaş ve antlaşmalara bakı...

Hazreti Mevlana’yı mı anıyoruz, turist mi ağırlıyoruz.

Hazreti Mevlana’ya ilgi gittikçe artıyor. Bunun sevindirici yanı sadece yurt içinden değil tüm dünyadan bir ilgi olması. Merkez Konya olduğu için anmalar Kültür Bakanlığı ve ilgili birimler tarafından sağlanıyor. Buraya kadar her şey normal ancak gittikçe Hz. Mevlana’nın önemli bir tasavvuf önderi, düşünür, şair kimliğinin ve hayatı yaşama üslubunun önüne tamamen ticari, turistik bir gezi ve seremoni nitelikli reklam materyali olması çıkıyor. Hz. Mevlana artık bir star, reklam yıldızı gibi ürünün pazarlanmasında kullanılan obje olmuştur. Bugün artık Hz. Mevlana’nın gerçek değerini bulması için anmalarda O’nu daha iyi anlayabileceğimiz faaliyetler yapılmalıdır. Bu anmalar da Konya ile sınırlı kalmamalıdır. Tarihi Mevlevihane bulunan tüm illerde anmalar yapılmalıdır. Bir haber metni: (kaynak www.semazen.net ) Hz. Mevlana'yı Anma Törenleri'ndeki 23 sema programını 1-17 Aralık tarihlerinde 60 bin kişi izleyecek. Konya Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Yaşar Sarıcan, Mevlana Kültür...

Başlarken

Ülke ve dünya gündemine dair söylenecek sözlerimiz var. Amacımız siyasetten sanata hayatı en güzel şekilde yorumlamak ve fikir alışverişinde bulunmaktır. Güzel olan her söz ve fikir bu blogda yer bulacaktır. Sizleri blogda yazmaya davet ediyorum. Blog tekniği gereği talepte bulunan kişilere e-posta ile yazarlık davetiyesi göndereceğiz. Size "Blogger blog invitation from Ahmet GÜLŞEN" konulu bir mail gelecek ve açıklamaları izleyerek gereken linki tıklayacaksınız. Bu kontrolden sonra sonra hemen yazmaya başlayacaksınız. Yazar davetiyesi almak için lütfen mail atınız. ahmetgulsen@gmail.com Yorum yapmak için üyelik zorunluluğu yoktur. Blog yöneticisi yazarlık taleplerini değerlendirmekte, yapılan yorumları onaylamakta tamamen hürdür. Kurallar Yer alan ifadeler kişisel olup, hiçbir kurum ve/veya kuruluş adına görüş bildirilmez, bildirilse dahi (temsil eden yetkili kişi adına) kişisel kabul edilir ve yer alan her görüş yazarını bağlar. Site grup, cemaat, klik vs bir sınıflama olm...

Şimdi 'e-meşk' zamanı

Şimdi 'e-meşk' zamanı e-devlet, e-belediye, e-ticaret derken şimdi de e-meşk gündemde. Hattatlar artık hat eğitimini internet üzerinden veriyor. Usta hattatlardan kimileri sanal eğitime sıcak bakarken kimileri de 'ustanın önünde diz çökmeden meşk olmaz' diyor. Hat sanatı, meşk ile öğreniliyor. Meşkte öğrencinin hocasını taklit ederek yazdığı yazılar yine hocası tarafından tashih ediliyor II. Bayezid ya da Osmanlı tarihçilerinin andığı ismiyle Cennetmekân Sultan Bayezid-i Velî Han, Amasya'da vali iken hat sanatını zirveye taşıyacak bir isimle tanışma imkanı bulmuş. Sadece tanışmakla yetinmeyen müstakbel padişah, Şeyh Hamdullah'tan yazı meşk etmiş. Hatta hocası yazarken hokkasını elinde tutar, hizmetinde bulunurmuş. Gel zaman git zaman İstanbul'un fatihi âlemini değiştirmiş, saltanat sırası Şehzade Bayezid'e uğramış. Tahta çıkan Bayezid'in ardından, hocası Şeyh Hamdullah da payitahta gelmiş. Hocasının İstanbul'a geldiğini duyan padişah, ona yakın o...