Ana içeriğe atla

Seçimin düşündürdükleri ve MHP

Sonuçları itibariyle hiç kimsenin memnun olmadığı, beklenti içerisinde olanların hayal kırıklığı yaşadığı bir seçim sona erdi.
Her ne kadar Türk milletinin %70 aptaldır diyen Aziz Nesinin mezarında özür dileyecek olanların ortaya çıkmasına sebep veren bir sonuç ortaya çıkmışsa da aslında o "özürcüler" aynaya bakıp yüce Türk milletinden özür dilemeliler. Bu millet "kurtarıcı" edebiyatına kapalı olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur. Demokrasinin vazgeçilmezi halk ise halka rağmen millete rağmen politikaların işe yaramadığını görmüş olduk.

MHP bağlamında olaya bakarsak hiç kimsenin itiraf edemediği bir gerçeği artık görme zamanı gelmiştir. O da halka rağmen millete rağmen politikaların sistem adına yapılan politikaların sezonunun kapandığı gerçeğidir. 1940 yıllarının CHP politikaları bu millet tarafından iyi bilindiği için artık tutmamaktadır. MHPnin İstanbul birinci bölge birinci sıra adayının seçim sürecindeki konuşmaları Milleti MHPden soğutmuştur. Bu millet dini de dindarlığıda laikliğide kendi bünyesinde çözmüş, fakat adına aydın dediğimiz halkına yabancıların bu millete dayatmalarına karşıda kendine yakışır vakarlıkla cevap vermiştir. İstanbul birinci bölgede 5 vekil çıkaramayışımızın sırrı bu cümlelerde gizlidir. (Adayımız Gündüz Aktan ile ilgili yazdığım yazılar için PKK koordinatörlüğü yazıma bakılabilir.)

Yeni Dönem ve MHP Mecliste 70 vekille temsil edilen MHPnin yeni dönemde yapacağı uygulamalar gelecek dönemde MHPnin kaderini belirleyecektir. MHP bu süreçte kesinlikle AKPli bir cumhurbaşkanı seçmek zorundadır. MHP Ahmet Necdet Sezer hatasını seçmenine bir türlü anlatamamaktadır. hem bu hatasını giderecek hem de Türkiyeyi DTPye mahkum etmeyecektir. Eğer MHP AKPyi cumhurbaşkanlığı seçiminde DTPye mahkum ederse bu millet MHPyi gelecek seçimde sandığa gömer. AKPnin cumhurbaşkanlığı krizi öncesi oyları hızla gerilEmiş, bu krizde mağdur olmuş ve oy patlaması yapmıştır. MHPnin muhafazakâr tabanı ise bu görüntülere kapılarak MHPden uzaklaşmaktadır.

Bu seçimlerde elde edilen %14ün sırrı ise Baykal muhalifi CHP oylarında gizlidir. Bu oylar kalıcı değil yüzer gezer oylardır. Bu oylara bakarak MHPnin muhafazar tabanını görmeezlikten gelmek yok saymak MHPyi önümüzdeki demen sıkıntıya sokar. Şunu iyi anlamak gerekir seçim akşamı Mustafa Sarıgül taraftarlarının organizeli bir şekilde parti genel merkezinde gösteri yapmaları da bu gerçeği ortaya koymaktadır. Ayrıca MHP yüzüne gözüne bulaştırdığı başörtüsü meselesindede AKPye yardımcı olmalıdır. aksi takdirde halk MHPyi cezalandıracaktır. MHP DTP çekişmesine dönüşen bir meclis hem MHPye hem DTPye olumsuz yansır. Kürtler DTP tarafından temsil edilme konusunda oldukça temkinli durmuşlar hatta DTPyi cezalandırmışlardır. Mecliste MHP tarafından çıkarılacak gerginlik politikaları ve tabloları Kürtleri DTPye kaydırır. Bu gerçeği görmek gerekir. DTPyi muhatap almak Kürtleri DTPye kaydırır muhatap almamak ise DTPyi sisteme entegre eder. Sisteme entegre olmuş bir DTP'nin tahrifatı beklenenden çok daha az olur. DTP yeni dönemde mümkün olduğu kadar uyumlu politikalar takip edecek kendini Türkiyeye kabul ettirmeye calışacaktır. Bu cümleden MHP cumhurbaşkanlığı ve baçörtüsü sürecini iyi yöneterek hem Kürtleri DTPye kaptırmamış olacak ve hem de DTPyi sitemin içerisine çekecektir.

MHPnin kalesi sayılan illerde MHP yok AKP vardır. Bu şu gerçeği ortaya koymuştur. MHP sistemin dümen suyuna girerek oluşturduğu politikalar halk tarafından benimsenmemektedir. MHP milletine dönük milliyetçi politikalar geliştirmelidir. Bunun ilk yolu AKPye cumhurbaşkanlığı sürecinde ve başörtüsü konusunda destek olmak hatta başörtüsü önergesini MHP'nin bizzat vermesi gerekir. Ülkü Ocakları Genel Merkezinin hazırladığı "Ne kamusal alanı ulan Allah her yerde" afişini uygulamaya geçirmek zorundayız. Anamızın bacımızın eşimizin velhasıl halkımızın şehit anasının dini ve ya milli gerekçelerle örtünmesinin yasak olduğu bir ülkede Milliyetçi politikalar geliştirilemez bu politikalar halka anlatılamaz. Başörtüsü, türban, çember adı ne olursa olsun milletin tercihine saygılı olmak zorundayız. Bu gerçekle "sıkma baş" gibi aşağılayıcı cümlelerle alay edilmesi affedilemez. Bu yeni açılımlar gelecek seçimde MHPyi tek başına iktidara taşır. Yoksa iktidar olmak istemiyormuyuz.

Yard. Doç. Dr. Hasan OKTAY

Yorumlar

  1. hasan oktayın bu yazısı 24 temmuzda yazılmış yani seçimdem iki gün sonra sayın oktayın dedikleri bir bir çıktı. Bir tek başörtüsü kanun teklifi kaldı. Her halde MHp Hasan OKTAY'ı dikkate alıyor. İlk defa bu kadar kesin bir dille yazılmış bir ülkücü yazısı okudum ve açıkcası da etkilendim. MHPnin geleceğine yönelik bu açık uyarıalra katılammak mümkün değil. SAyın HAsan OKTAyın yazıalrının devamını bekliyorum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...