Ana içeriğe atla

ŞİDDET

Kendimizi öyle kaptırmışız ki dünya telaşına çevremizde ne olup bitiyor,neler yaşanıyor görmüyoruz.Belki de doğru olmadığını bile bile bazı şeyleri benimsiyoruz.Veya üstümüze vazife değil diye karışmıyoruz.Ekranlardan izlediğimizde ya,tüh vs.gibi sözlerle geçiştiriyoruz. Neden mi bahsediyorum?ŞİDDET’den. Şiddete tanık olmayan insan yoktur.Başımıza gelmeyince olayın ciddiyetini kavrayamayız.Bizden bu konuda yardım istediğinde nasıl ve ne şekilde davranacağımızı bilemeyiz.Vicdani duygularla belki bir şeyler yapmaya çalışırız ama ne kadar etkili olur bilemeyiz.İlkönce şiddetin ne demek olduğunu,başımıza geldiğinde nasıl davranacağımızı, nerelerden yardım alacağımızı öğrenmeliyiz.Bende buradan yola çıkarak Başbakanlık,KSGM’nin,”Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi” kapsamında düzenlenen eğitici eğitimine katıldım.Gerçekten şahsım adına olaylara karşı ilgili ve duyarlı olduğumu düşünüyordum.Bu eğitimden sonra öyle olmadığımı fark ettim.Şimdi siz de, ben ne kadar duyarlıyım diye gözlerinizi kapatın ve düşünün.Sonuca şaşıracaksınız…
Şiddeti en fazla kadınlar sonra çocuklar görmektedir.Peki! ilk eğitim ailede başladığına göre ne yapılması gerekir?Küreselleşen bu dünyada Sağlıklı bir toplum nasıl oluşturulur?Bir ülkede ekonomi düzelmedikçe, halkın yaşam düzeyi yükselmedikçe,güçlü ve istikrarlı programlar yapılmadıkça şiddet vb. olaylar yaşanacaktır ve yaşanmaya da devam edecektir.
İşte aldığım eğitimden kısaca başlıklar;

ŞİDDETİN TANIMI

Şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür.

Şiddet; evde,sokakta,okulda ve yaşamın her alanında kendini bir şekilde gösteriyor. Şiddetin en dramatik şekilde karşımıza çıktığı alanlardan birisi de aile içi şiddettir. Birçok ailenin yıkılmasına sebep olmaktadır.Böyle bir ailede yetişen çocuklar da ileriki yıllarda şiddete meyilli bireyler olarak topluma kazandırılmaktadır.

Aile içi şiddet; bir kişinin eşine, çocuklarına, anne babasına, kardeşlerine ve/veya yakın akrabalarına yönelik uyguladığı her türlü saldırgan davranıştır. Bu tanıma sadece kaba kuvvet içeren davranışlar değil aşağılamak, tehdit etmek, ekonomik özgürlüğünü kısıtlamak ve zorla evlendirmek gibi şiddet gören kişinin kendisine olan saygısını, kendisine ve çevresine olan güvenini azaltan, korku duymasına sebep olan pek çok davranış da girer. Şiddete sadece aynı evde oturan kişiler değil, eski eş, kız veya erkek arkadaş ya da nişanlı da maruz kalabilir.
Pek çok kişi şiddeti sadece dayak veya vurma olarak algılar. Oysa şiddetin pek çok türü vardır. Kişinin karısını/kocasını aşağılaması, karısına/kocasına ve çocuklarına küfretmesi, onu eve kilitlemesi, cinsel olarak zorlaması da şiddet olarak tanımlanır.

ŞİDDET TÜRLERİ

FİZİKSEL ŞİDDET: İtmek, tokat atmak, tekmelemek, tükürmek, yumruklamak, kol kıvırmak, kol - bacak kırmak, saçından sürüklemek, (su, yemek, uyku, tuvalete gitmek gibi) temel ihtiyaçlarını esirgemek, gerektiği halde tıbbi tedavi almasını engellemek, silahla yaralamak, öldürmek gibi.

SÖZLÜ ŞİDDET: Sürekli eleştirmek, aşağılamak, küfür etmek, tehdit etmek, kararlara katılımını engellemek, sürekli sorguya çekmek, sık sık bağırmak, aşağılayıcı isim takmak, sık sık alay etmek, dini veya etnik kimliğine yönelik hakaret etmek, görüşlerini ve çalışmalarını küçümsemek gibi.

Toplumsal İlişkileri Sınırlayıcı Şiddet: Ailesi, arkadaşları / komşuları ile görüşmesini yasaklamak, evden dışarı çıkmasını yasaklamak, gittiği her yere takip etmek, başkalarının önünde aşağılamak ve alay etmek, başkalarının önünde sık sık sözünü kesmek , özel yaşam ve mahremiyet hakkı tanımamak, zorla evlendirmek, namus ve töre nedeni ile baskı uygulamak gibi.

CİNSEL ŞİDDET: İstemediği cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz, başka kişilerle cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel olarak kişiyi korkutan ve kıran davranışlarda bulunmak, sürekli kadınlığını / erkekliğini aşağılamak, telefonla / mektupla veya sözlü olarak sürekli cinsel içerikli tacizlerde bulunmak, cinsel organlara zarar vermek, namus ve töre nedeni ile baskı uygulamak ve öldürmek gibi.

EKONOMİK ŞİDDET: Parasını almak ve geri vermemek, zorla istemediği bir işte çalıştırmak, istediği halde çalıştırmamak / işe yollamamak veya zorla çalıştırmak, eline hiç para vermemek gibi.
Aile içinde şiddet gören kişiler yasalar tarafından korunmaktadır. Şiddete uğrayanlar, kendi güçlerini fark ettiklerinde toplumda ve çevrelerinde var olan kaynaklardan destek alabilirler.

ŞİDDETE MARUZ KALDIĞINIZDA VEYA RİSK ALTINDAYKEN
BAŞVURULABİLECEK KURUM/KURULUŞLAR

1-İl Sosyal Hizmetleri Müdürlüğü
2-ALO 183 Aile,Kadın,Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı
3-Sağlık Kuruluşları
4-Polis Merkezleri,Jandarma Karakolları
5-Cumhuriyet Savcılığı
6-Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri
7-Baroların Adli Yardım Merkezleri ve Adli Yardım Kurulları
8-Kadın Sivil Toplum Kuruluşları

ŞİDDETE MARUZ KALDIĞINIZDA HAKLARINIZ NELERDİR

1-4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun: (Aile içindeki şiddet sorununun çözümü için hazırlanan ve 14 Ocak 1998 yılında kabul edilen 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun; aile üyelerine ailenin diğer bir üyesi tarafından şiddet uygulanması halinde bir takım özel tedbirler alınmasını içerir.
2-Türk Ceza Kanununda Aile İçi Şiddet
3-Medeni Kanun ve Aile içi Şiddet


Herkese şiddetsiz sağlıklı günler.

Nermin AYDINLI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...