Ana içeriğe atla

TÜRK KADINI

Ülkemizde inanılmaz olayları kanıksadık maalesef. Çoğu zaman şaşırmıyor ve tepki vermeden izlemekle yetiniyoruz. Bize dayatılmaya çalışılan bazı düzenlemelerin neler olduğunu sormuyoruz veya soramıyoruz. Açlıktan ölen bebeklerin, insanların, yoksulluktan hastanelere alınmayanların çığlığını bile duyamıyoruz? O kadar kapanmışız ki içimize, kendimizle yüzleşmeye korkuyoruz.

Bu isyanım sadece bir yurttaş olarak vicdanımın sesidir. Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde gereğinin yapılmasını istemektir.

Televizyonları, gazeteleri takip ederken insanı inciten, insan onuruyla oynayan o kadar şeyler izliyoruz ki bazen insanlığımızdan şüphe eder hale geliyorum. TV. Kanalları evlendirme programlarıyla birbirleriyle yarışıyor. Herkes her şeyi bırakmış yaşlısı, genci buralardalar. Ayrıca ilk Cumhurbaşkanımızı, Bakanları vs. buna benzer sosyal ve kültürel soruları bilemeyenlere ne dersiniz? Ne yazık ki ağlanacak halimize güler olduk.

Seçimlerin yaklaşması nedeniyle siyasilerin konuşma teknikleri zirvenin doruklarında… Birbirlerine laf yetiştirme yarışındalar.
Ya birileri bilerek ülke gündemini değiştiriyor, ya da siyasi erklerin üslubu bu şekilde mi acaba diye kendime sormadan edemiyorum.

” Hayat Şarap ve Kadın Değildir”
Diyen değerli hocam Ömer SAĞLAM’ın insanın anlayacağı şekilde açıklayıcı, bilgilendirici, düşündürücü tüm yazıları için kendisine teşekkür ederim.

Cumhuriyetle birlikte başlatılan modernleşme ile kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda, siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmaları hedeflense de istediği yere gelememiş ve hep cinsel obje olarak görülmüştür. Kadının sadece bir obje olarak görülmesi son derece rahatsızlık vericidir. Hele hele kadına şiddet, töre cinayetleri ise vahşet ve ilkellik göstergesidir. Ülkemizin en büyük hukuk sorunudur. Bu sorun en başta eğitim ve yasalarla aşılır. Maalesef günümüzde eğitim düzeyi düşük ve gerekli önem verilmemektedir.

Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan demokratik, çağdaş bir ülke yapısına sahip olunamaz.

Bizi bizden iyi tanıyan Napoleon Bonaparte;
“İnsanları yücelten iki meziyet vardır: Erkeğin cesur, kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak.İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler.” Diyen Napoleon Bonaparte’ın bu tespiti gurur vericidir.

Tarihe damgasını vurmuş kahraman Türk kadınlarını saygıyla anıyorum. Türk kadınları icabında tereddütsüz canını feda edecek kadar vatanına bağlıdırlar.

Kadın, erkek kim olursa olsun insanın insan olduğu unutulmamalıdır.

27.01.2011
Nermin AYDINLI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...