Ana içeriğe atla

ATATÜRK DALKAVUKLUĞU DİYENLER!

Ülkemiz de Kürt meselesi, demokratikleşme, yeni anayasa, yeni Türkiye derken komşumuz Suriye’de PKK ağırlığını gösterdi. En üzücü olan ise nerdeyse moda haline gelen Atatürk’e, Atatürkçü ve Kemalistlere itham edilen sözler müthiş derecede insanın kanını donduruyor. Bu ne kendini bilmezliktir, bu neye ve kimlere hizmettir anlamış değilim! Türkiye Cumhuriyeti tarihi ile ilgili itham ettikleri varsayımlar üzerine, farazi şeyler ve sadece ülkemiz üzerinde hain emelleri olanlara alet olmaktan öte bir şey değildir… Atatürk’ü koruma kanunu olmasına rağmen günümüzde Atamıza hakaret edenlere neden uygulanmıyor? Ayrıca Atamızın, kanunla korunmasına da ihtiyacı yoktur. Yok olmaya yüz tutmuş bir ülke de, yıllarca hezimete uğramış bir halkın en umutsuz olduğu anda onların umudu olmuş, Osmanlı küllerinden Türkiye Cumhuriyetini kurmuş Mustafa Kemal ATATÜRK’e Türk Ulusu saygı duymaya devam edecektir. Bir takım kişiler kendi tabirleriyle insanları aydınlatmak ve Kemalistlerin kendilerini sorgulamaları düşüncesiyle yayınladıkları kitap ve makaleleri ahde vefasızlık olarak düşünüyor ve vicdanlarını bir kez daha sorgulamalarını öneriyorum. “En büyük Türk ATATÜRK” denilmesinden rahatsızlık duyanlar, dalkavukluğun sonu yok diyenler sizin yaptığınız nedir acaba! Atatürk’e diktatördü diyenler; o günlerde sultan ve halife olabilecekken, yapılması gerekenleri üstün zekayla ve halkın desteğiyle tercihi Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmuştur. Bütün her şeye rağmen bugün Türkiye Cumhuriyetin de Türk Ulusu olarak yaşayabiliyorsak borçlu olduğumuz ATATÜRK’e, bütün dünya Lider demiş, varsın sizin gibiler diktatör desin ne çıkar! “Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim”. M.Kemal ATATÜRK Hayatını milletine adayan ATATÜRK’e nedir bu düşmanlık, nedir bu kin ve nefret ? Atatürk’ten önce Türk yok muydu diyenler; elbette Türk vardı ama Türkiye Cumhuriyeti yoktu! Gerçeklerin hala ortaya konmamasından şikayet edenler, neyin gerçeği? Sizin gerçeğiniz ancak ülkemizin huzurunu bozmaya çalışmaktır. Hala ülkemiz ATATÜRK dalkavukluğu ve vesayeti altında diyenler, neyin vesayeti? Bağımsız Türkiye Cumhuriyetin de yaşamak vesayet mi? Sizler kimlerin vesayeti altındasınız, kimlerin dalkavukluğunu yapıyorsunuz anlamış değilim! Ülkenin Geri kalmışlığını Kemalist düşünceye bağlayan zihniyet, bırakın Atatürk üzerinden nemalanmayı da ülkemizi çağdaş medeniyetler düzeyine nasıl getirebiliriz düşüncesi ile çalışın. İşte o zaman insanlık yararına hayırlı bir iş yapmış olursunuz… Çağdaş, laik bir ülkede yaşamamızı borçlu olduğumuz kurucumuz Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, ülkemizi bizlere emanet eden kahramanlarımızı minnet ve saygıyla anıyorum. 25.07.2012 Nermin AYDINLI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ

Sivil Toplum nedir? Sivil Toplumun faydaları nelerdir? vb. soruları hepimiz sormaktayız. Günümüzde yaygınlaşan, sık sık konuşulan sivil toplum nasıl olmalıdır ve bir ülkenin gelişiminde ki rolü nedir? Sivil Toplum; insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.21.yüzyılda önemli bir kavram olan sivil toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülke de demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplumun etkisi olduğu kadar da aktif vatandaşlık anlayışını da getirir. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...