Ana içeriğe atla

GELİN SEVGİYİ DÜNYAYA HAKİM KILALIM!


-İnsanoğlu yaratılış itibariyle yaratılanların içinde en şereflisidir. İnsanı farklı kılanda aklı olmasıdır.

 
-Peki, bu akıl günümüzde nasıl kullanılıyor? Sevgi ve kardeşlik dillerden düşmese de görünen o ki sadece sözcüklerde kalıyor!

 
-İnsan neden bencildir? Neden yaratılış fıtratına ters düşmüştür?

 
-İlk adam öldürme Kabil’in Habil’i yani kardeşini öldürmesiyle başlayan birbirini yok etme dürtüsü, her ne kadar İnsan eşit yaratılmış olsa da geçmişten günümüze kadar hep birbirinden üstün olma ve yönetme duygularına hakim olduğu için öldürmeyi mubah kılmış ve dünya kan gölüne dönmüştür.

 
-Yaratılırken temiz fıtrat ile yaratılan insan, küfür ve inkarla yaratılış özelliğini kaybetmiş ve kainatta hırslarına yenik düşmüştür. Elbette insanoğlunun mükemmel olması düşünülemese de yapılan hatalar inkar yerine kabullenilerek telafi edilmeye çalışılması da bir erdemliktir.

 
-Vahşi doğanın kuralları gereği içgüdüleriyle hareket eden hayvanlar hayatta kalabilmek için birbirini öldürürler. İnsanlara akıl verildiyse ve yaratılanların içinde en şerefli ise peki o zaman insan birbirini neden öldürür? İnsanoğlu hırslarına neden yenik düşer?

 
-Dünya’nın kalabalıklaşması ve insanoğlunun hırslarına yenik düşmesi sınır tanımaz katil Kabillerin çoğalması, Habillerin öldürülmesine yol açmıştır!

 
-Güçlülerin daha güçlü olma arzusu nedeniyle dünya’da insanlar daha acımasız hale gelmiş ve doğanın çevre dengesini hırsları yüzünden bozmuştur. Tüketilen kaynaklar nedeniyle güçlüler sınır ve insan hakları kurallarını hiçe sayarak güçsüz ülkelerde kaynak arayışına gitmiştir. Genelde az gelişmiş toplumlarda yer altı ve yer üstü kaynaklar, kendini dünyanın hakimi gören gladyatör ülkelerin ağzını sulandırmış ve çeşitli bahanelerle yoksul ülkeler kan gölüne dönmüştür!

 
Sevgiden neden korkar hale gelindi!

 
-Günümüz dünyasında zulüm, cinayet ve savaşlar insanın insani duygularını yok etmiş ve yaradılış özelliğine ihanet etmiştir! Samimiyet ve içtenliğini yitiren insanoğlu içindeki sevgiyi öldürmüş ve dış etkenlere boyun eğerek ruhunu şeytana teslim etmiştir!

 
-Maalesef günümüz de; savaş, kan, şiddet, sevgisizlik, kin ve nefret dünya’yı teslim alıyor!

-Kanla beslenenlerin hırsı yüzünden dünya’da bir türlü önlenemeyen savaş ve çatışma da en çok masum insanlar öldürülmektedir. Savaş ve terörden en çok etkilenen çocuklardır ve gelecekleri karartılmaktadır! Geleceğe güven duyamayacak olan çocuklar sevgi ve barış sözcüğünü tanımakta güçlük çekecektir ki gelecek nesiller dünya’da kanla beslenenlere malzeme olacaktır!

-Dinler tarihine bakıldığında dinlerin ortaya çıkış sebebi, insanoğlunu kötülüklerden alıkoymak, ona yol göstermek ve dünya hayatını paylaşmada insanlık sevgisini öne çıkarmaktır. Tüm dinlerde kan dökülmesi, kötülükler, savaşlar, şiddetler şeytani olarak gösterilmiş ve insanlarda kötülüklerden men edilmiştir!

-Peki, bunca sevgisizlik insanoğlunu nereye götürür?

-Yaşanması zor hale gelen bu dünya da hiç kimse birbirinden üstün değildir! Yaşanılan ekonomik ve siyasal koşullar sonucu her ne kadar gaddarlık ve doyumsuzluk dünya ya hakim olmaya çalışsa da her milletin ve her insanın insanca yaşaması için yaşam hakkına saygı duyulsun, yeter ki zulüm ve haksızlıklara son verilsin!

Dünya’ya adalet, barış, sevgi ve huzur gelsin. Kendi iç huzurunu sağlayan ülkeler, dünya barışı ve huzuru için de elçi olur!

-Günümüzün en önemli sorunlarından olan sevgisizlik güvensizliği ve bencilliği doğurur. Aslında sevgisizlik tüm dünya’da savaşların ve katliamların başlıca nedenidir. Dünya’yı yok edecek olan sevgisizlik ancak; sevgiyi, barışı, sosyal adaleti, insan haklarını, ileri demokrasiyi, özgürlüğü dünyaya hakim kılmakla yok olur!

-Hiç olmadığı kadarıyla dünyanın sevgiye ihtiyacı var! Gelin Sevgiyi dünya’ya hakim kılalım!

-Sevgi bütün dünya’da ki kötülükleri ve nefret sonucu olan yaraları iyileştirecek tüm acı, kederi bitecektir!

-Globalleşen dünyada dostluk ve barışın sürekliliği ve insanların huzur, güven ve mutlu yaşamasının temeli şiddet ve teröre karşı işbirliğinin yapılmasıyla sağlanır! Şiddet ve terör hem bir suç, hem de insanlık ayıbıdır! Savaşa hayır diyerek, barış ve kardeşliğin hakim olduğu, yeryüzünün büyük acıların yaşanmadığı bir dünya olması dileğiyle İslam aleminin KURBAN BAYRAMI KUTLU OLSUN.

Nermin AYDINLI

30.9.2014



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ

Sivil Toplum nedir? Sivil Toplumun faydaları nelerdir? vb. soruları hepimiz sormaktayız. Günümüzde yaygınlaşan, sık sık konuşulan sivil toplum nasıl olmalıdır ve bir ülkenin gelişiminde ki rolü nedir? Sivil Toplum; insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.21.yüzyılda önemli bir kavram olan sivil toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülke de demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplumun etkisi olduğu kadar da aktif vatandaşlık anlayışını da getirir. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra ...