Ana içeriğe atla

SAĞDUYULU İTTİFAK ÇAĞRISI…


Tedirginlik nedeni güncel gelişmelere sağduyulu bir ittifak zemini oluşturması bakımından 1931’deki İslam Birliği Genel Kongresi’nin kararları dikkate şayandır.

Körüklenmekte olan mezhep gerginliğini engellemenin yollarından biri de İslam Birliği Genel Kongresi’nde alınan kararların günümüze uyarlanmasından geçmektedir.
  
Kuzey Afrika’da başlayıp Ortadoğu’da devam eden gelişmeler ekseninde oluşturulmaya çalışılan Sünni-Şii gerginliğinin bir kutuplaşmaya dönüşme ihtimali bölgedeki dost ülkelerin geleceğini tehdit ediyor.
Haksız işgallerle Ortadoğu’da başlayan iç karışıklıklar, Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan devrimler, son olarak Suriye, Yemen ve Bahreyn üzerinden körüklenen mezhep ayrımcılığı zemini, Müslümanların uyanık olmasını gerektiriyor.
Yakın tarihimizde benzer dış saldırılarla ve oyunlarla karşılaşan Müslümanlar, İslam kardeşliğini tesis etme yolunda önemli toplantılar gerçekleştirip mezhep ayrımı gözetmeksizin ciddi kararlar aldılar. 
Bu çerçevede, hicri 6 Şaban 1350, miladi 10 Aralık 1931 tarihinde Kudüs’te düzenlenen İslam Genel Kongresi’nde de (The General Islamic Congress), İslam inancını ve değerlerini yaymak için etnik köken ve mezhep ayrımı yapılmaksızın Müslümanlar arasında işbirliğini sağlamak ve genel İslam kardeşliğini geliştirmek yönünde çok önemli kararlar alındı.
Aralarında Türkiye, Suriye, İran, Irak, Filistin, Yemen, Tunus, Trablusgarp (Libya), Mısır, Yugoslavya, Endonezya, Doğu Türkistan başta olmak üzere 22 ülkeden/bölgeden 153 delegenin katıldığı kongre, mezhep ayrımı (Sünni, Şii, Alevi, Safii, Hanefi vb.) gözetilmeksizin İslam kardeşliğini geliştirmek ve Müslümanların menfaatlerini birlikte savunmak için İslam ülkelerinin temsilcilerinin kendi iradeleriyle bir araya gelmeleri bakımından çok büyük önem arz etmektedir.
Zamanın Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseynî’nin ev sahipliğinde Kudüs’te gerçekleştirilen İslam Birliği Genel Kongresi’nde alınan kararlardan, günümüz siyasi arenasında örnek alınmasını istediğimiz en dikkat çekici ve en önemli gördüğümüz maddelerden bazıları şöyle:
“Madde 1: Dünyanın her yerinden Müslümanların katılımıyla düzenli ve genel bir kongre düzenlenecek ve bu kongre İslam Genel Kongresi olarak anılacaktır.
Madde 2: Kongrenin hedefleri şunlardır:
a) İslam inancını ve değerlerini yaymak için etnik köken ve mezhep ayrımı yapılmaksızın Müslümanlar arasındaki işbirliğini ve genel İslam kardeşliğini geliştirmek.
b) Müslümanların menfaatlerini savunmak ve kutsal mekânlar ile toprakları herhangi bir müdahaleye karşı korumak.
Kongrede alınan kararların tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Kongre, Sünni ve Şia ayrımı gözetilmeksizin ve herhangi bir dış baskı/yönlendirme olmaksızın Türkiye, İran, Suriye, Irak, Mısır, Trablusgarp (Libya), Tunus, Yemen, Filistin, Lübnan, Doğu Ürdün, Cezayir, Hicaz (Suudi Arabistan), Rusya (Ortaasya Türk Devletleri), Mağrib (Fas),Hint kıtası, Seylan (Sri Lanka), Nijerya, Cava Adası (Endonezya), Doğu Türkistan, Kafkasya ve Yugoslavyadan 153 delegenin katılımıyla gerçekleştirildi.
Din bilgini, siyasetçi ve düşünürlerden oluşan katılımcılar arasında önde gelen simalar şöyleydi: Ziyaüddün Tabatabaî (eski İran Başbakanı), Hasan Halid Paşa (eski Doğu Ürdün Başbakanı), Reşid Rıza (Mısır el-Ezher Üniversitesi Dekanı), Cezayirli Emir Abdülkadir’in torunu Emir Said el-Cezairi, Şükrü El Kuvvetli (Suriye’nin kuruluşundan sonra ilk devlet başkanı), Riyad El Sulh (Lübnan’ın bağımsızlığından sonraki ilk başbakan) ve Muhammed İkbal(Hindistan-Pakistan). Başkanlığa Hacı Emin el-Hüseyni’nin getirildiği kongrede Muhammed İkbal ise başkan vekili seçildi.
Kongrenin icra heyeti üyeleri arasında şu simalar görülmektedir:Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseyni, Bosna’dan Şeyh Salim Efendi, Kafkasya’dan Şeyh Şamil’in torunu Emir Said Şamil, Varşova’dan İyaz İsaki ve Hind kıtasından Muhammed İkbal.
Açılması öngörülen İslam Kongresi irtibat büroları arasında Doğu Türkistan, Balkanlar, Kıbrıs, Polonya, Finlandiya, Yugoslavya, Almanya ve bazı Arap ülkeleri ile Afrika ülkeleri, Endonezya, Filipin, Şanghay ve Avustralya yer almaktadır.
Kongre oturumlarında alınan karar gereği Müslümanlar arasında birliğin sağlanmasının nişanesi olarak Şii din âlimi Muhammed el-Hüseyin Al-i Kâşif, “Sünni, Şii ve İbadiyye’lerden oluşan ve onbini bulan cemaate” Mescid-i Aksa’da Cuma namazı kıldırdı. Al-i Kâşif’in, “İslam kardeşliğinin önemi ve İslam birliğinin tesisi” başlığıyla verdiği hutbede İslam Birliği Genel Kongresi'nde alınan kararları kimlerin nasıl engellemek isteyeceğine dair önemli tespitlerde de bulunduğu kayıtlarda yer almaktadır.

KAYNAKLAR
1) İslam Genel Kongresi’nin tertip heyetinde yer alan Tunuslu Şeyh Abdülaziz es-Sea’libi’nin hazırladığı “Halfiyyâtu’l Mu’temeri’l İslamî bi’l-Kuds” isimli bir eserinin kongrede alınan kararlarla ilgili bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
2) Prof. Martin Kramer’in doktora tezi olan Islam Assembled: The Advent of the Muslim Congresses” eserinin İslam Genel Kongresi’yle ilgili bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.

AKRA FM
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...