Ana içeriğe atla

ANADOLUDA KADIN OLMAK ÇOK ZORDUR

Anadolu da kadın olmak zordur hem de çok zordur.Şehirli hanımlar gibi değildir yaşantıları.Onlar 3 oda,bir salon,sıcak sulu banyo ve mutfakları yoktur.Çocuklarının çalışma odası, misafirlerini ağırlayacakları misafir odası yoktur.Komşularıyla saat.10.00’lar da ve ikindi saatlerinde çay ve kahve keyfi yaparken dedikodu yapacakları zamanları yoktur.Kocalarına kaprisleri hele hiç yoktur.ANADOLUDA KADIN OLMAK ÇOK ZORDUR…
Acaba kendimize sorduk mu Anadolu da kadın olmak nasıl bir olgu diye?Kendimizi onların yerine koyarak empati kurduk mu?
İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası kadının yerini hangimiz düşündük?Biz normal yaşantı içinde olanlar,’kadın kadındır,erkek erkektir’ teziyle büyütüldük ve bunu böyle kabul ettik.Kadının rolü belirlenmiş, bunun dışına çıkmak ise yanlış ve günah olarak nitelendirilmiştir.Kadın İslamiyet de her ne kadar kutsal olarak nitelendirilmişse de hane içine ve ailesine mahkum edilmiştir.Zaten cennette Havanın Ademi kandırıp yasak elmayı yedirmesiyle erkekleri kandırmış olarak nitelendirilmiş, erkekler masum rolüne bürünmüş ve kadınların günahkar oldukları bu güne ulaşmıştır.Havvalar yani kadınlar günlük hayatlarının ezilmişliği içinde erkek egemenliğinde oluşan kültürlerine itiraz edememiş ve kendilerine biçilen rolleri oynamak zorunda kalmışlardır.
Evet ANADOLUDA KADIN OLMAK ÇOK ZORDUR….
Sabah güneşle birlikte uyanan kadın hava kararıncaya kadar tarla, bahçe işi,çocuklar, çamaşır, yemek,bulaşık,Soba, hayvan bakımı, tezek,süt,yoğurt vs.vs. işleri yorulmak bilmeden yapar.Bütün bunların yanı sıra şikayet etmeye hiç hakkı yoktur.Çünkü;o kadındır,bunlar onun görevidir…ayrıca kadınlık görevini unutmamalıdır.Yoksa!eşine karşı geldiğinde gideceği yer doğru cehennemdir.
Evet ANADOLUDA KADIN OLMAK ÇOK ZORDUR…
Kadın nerde çalışırsa çalışsın emeğinin karşılığı yoktur.Bedava beden işçisidir.Dışarıda çalışandan çok yorulur ve yaptığı iş göze görünmez.Eşi tarafından bir de” akşama kadar evdesin ne yapıyorsun,kaşık düşmanısın” diye söylemesi hem o kadını yok saymakta, hem de kadını bir insan olarak görmemektedir. Yani!kadın bedava köledir…Peki bu durumda insan hakkından söz edebilir miyiz?
Ve birde erkek çocuğu doğuramayan kadınların lanetlenmişliği, kendilerini eksik hissetmeleri nedeniyle eşlerine erkek evlat verebileceklerine inandıkları kuma almalarına izin vermelerine ne dersiniz?...
Evet ANADOLUDA VE EVDE KADIN OLMAK ÇOK ZORDUR…
PEKİ ERKEKLER NE YAPAR?
Anadolu’da erkekler canları isterse çalışır,çalışmadıklarında kahvehanede oyunun her çeşidini oynar, sigara içer, dedikodu, çapkınlık yapar,çocukları ve kadınları azarlar,yemek beğenmezler,kahve içer ve sonra çok yorgun bir vaziyette yatarlar…

Anadolu’nun kıraç topraklarında,yazın kavuran sıcağında,kışın çetin soğuğunda yaşamak zorunda olan ve sessiz bir çığlıkla kaderimiz deyip boyun eğen çaresiz kadınlarımız,okumak istermiydiniz diye sorduğunuzda;mutsuz bakışlarıyla ” tabi isterdik, şehirde yaşardık, öğretmen, doktor,hemşire olurduk” diyen bu sözlere ne dersiniz?
Evet ANADOLUDA KADIN OLMAK ÇOK ZORDUR…
Merkezden göründüğü gibi değildir Anadolu’da kadın olmak.Seçimden seçime gelip vaatlerde bulunup,’sizler bizim baş tacımızsınız’ demekle bu iş çözülmez…Sosyetenin ve belirli kesim kadınlarının gösteriş olsun diye medyada bir iki faaliyetiyle Anadolu kadınıyla resimlenmesi bu işi çözmez…
Bu çaresizliği,umuda dönüştürecek bir şeyler olmalı.Gelen hükümetler kadın çalışmalarıyla ilgili atılımlar yapmalı ve kızların eğitimleri ile ilgili projeler hazırlayıp, proğramlarında belirtmelidir.Şehirlerde karar alma mekanizmalarında yer alan kadınlar Anadolu kadınına da umut ışığı olacaktır.
Zordur ANADOLUDA KADIN OLMAK.yüreğinizin yanıklığı hep yüzünüzdedir.Dört mevsim nasırlı elleriniz ve yaşlı gözlerinizle hayata tutunursunuz.Çığlığınızı kimseye duyuramazsınız.Bu sizin kaderiniz değil,size biçilen bir giysidir.Onu giymek zorunda bırakılmışlığınız sizin suçunuz değildir.Ankara’nın sizi görmek istemeyişidir.
Evet ÇANKIRIMDA Anadolu ve Çankırı’mın kadını da Anadolu kadınıdır. Ben de bir Çankırılı kadın olarak onların adına ve bütün kadınlar adına çözüm istiyorum ve siyasi partileri göreve çağırıyorum…

Nermin AYDINLI

Yorumlar

  1. islami inannışta "havva ademi kandırdı" diye bir ifade yoktur, olmamıştır. kuran'da tam olarak söylenen "şeytan onları aldattı (kandırdı)" ifadesidir. dolayısıyla kadın suçlu, erkek masum gibi bir düşünce de yoktur. biraz kulaktan dolam bilgilerle yazılmış bir düşünce bence...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ

Sivil Toplum nedir? Sivil Toplumun faydaları nelerdir? vb. soruları hepimiz sormaktayız. Günümüzde yaygınlaşan, sık sık konuşulan sivil toplum nasıl olmalıdır ve bir ülkenin gelişiminde ki rolü nedir? Sivil Toplum; insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.21.yüzyılda önemli bir kavram olan sivil toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülke de demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplumun etkisi olduğu kadar da aktif vatandaşlık anlayışını da getirir. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra ...