Ana içeriğe atla

TERÖRİST DEVLET İSRAİL

TERÖRİST DEVLET İSRAİL


1948 yılında Filistin topraklarında, Dav id Ben-Gurion tarafından kurulan, bu terörist devlet İsrail'in, kuruluş aşamalarını birçoğumuz bilmez. Bu devleti kurmak için önce yer, sonra da orada gerekli nüfusu sağlamak lazım. Yer belli. Filistin! Fakat nüfus yeterli değil. Bunun da bir çaresi olmalı. Hemen Avrupa’daki Yahudileri Filistin'e göçe ikna etmek. Avrupa’daki Yahudileri göç etmeye ikna edemeyen Siyonistler Nazilerle müttefik olup; Alman Yahudilerine yaptıkları baskı ve zulümlerin neticesi göç etmeye zorlamışlardır. Yani Almanya da yapılan bu sözde Yahudi soykırımın işbirlikçisi Siyonistlerdir. İsrail, hem işgal ettiği Arap topraklarının gerçek sahiplerine, hem de bu topraklara zorlama yoluyla getirdiği Yahudiler baskı ve zulüm uygulamış terörist bir devlettir.
İsrail’in iki farklı imajı birbiri ile uyuşması oldukça zor olan imajlarıdır. Bir yandan saldırgan, ırkçı, işgalci ve baskıcı bir devlet, öteki yandan mazlumların sığınağı şeklinde bir görüntü vermektedir. Fakat ikili bir karaktere sahip değildir. Aksine baskıcı, saldırgan karakter İsrail devletinin, bu devleti kuran, yaşatan siyasi kültürünün yegâne bir özelliğidir. Mazlumların sığınağında, aslında kendi siyasi kültürünün kendi halkına reva gördüğü bir takım zulümlerin neticesinden ibarettir.
Kaç gündür Gazze'de topraklarını işgal ettiği, Filistinli kardeşlerimizin üzerine, okullara, hastanelere bomba yağdıran, Uluslararası savaş kurallarını hiçe sayan, gelen insani yardımların ulaşmasını engelleyen, tarih boyunca karıştırdıkları her devlet tarafından kovulduklarında onlara kucağını açan bu yüce milletin, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanını Ramallah kapısında 2 saat bekleten, nankör, küstah, cani, terörist devlet İsrail basını, Türkiye'de Terör diye yorum yapmış. Nedeni nedir? Ankara'da oynanması gerekirken, İsrail'e yönelik yoğun protestolar nedeniyle iptal edilen Türk Telekom ve İsrail takımı arasında ki basketbol maçında olanlarmış. Bu korkak milletin sporcusu da korkak olur. Bizi protesto ediyorlar diye korkudan sahaya çıkamadıkları gibi, polis tarafından nasıl canlarının korunduğundan bahsetmişler. Demek ki! Birde bunlara taşlı sopalı saldırı olsa ne yaparlardı? İşte görüyoruz; Orantısız güç kullanıp, masum ve savunmasız insanların üzerine ancak bomba yağdırma cesareti gösteren, bu İsrail denen devlet, kara harekâtında neden başarısız oluyor? Çünkü İsrail askerleri korkudan tankların içinden çıkamıyorlar. Tuvalet ihtiyaçlarını bile Popolarına bağladıkları beze yaptıklarını biliyor musunuz? Evet, gerçekten böyleler. Tabii bezin içi dolunca, hemen daha önce anlaştığı bir kaç devlet araya giriyor ve ateşkes diyor. Yenilgisini de böylece gizlemeye çalışıyor, ama herkes onun başarısızlığını biliyor. Hani kara harekâtı başlamıştı. Ne oldu? Popoda bağlı olan bezin içi doldu. Hemen Fransa, BM ve diğerleri devreye girdi. Ateş kes dedi. İsrail'de itaatkâr devlet, hemen onların sözünü dinleyip geçici olarak ateşi kesiverdi. Havadan bomba yağdırırken o kadar ateşkes çağrılarına kulak asmayan bu korkak devlet, kara harekâtında hemen geçici ateşkesi uyguluyor. Nedeni belli bez meselesi…

2007 yılında, gitmek istemediğim bir ülke olmasına rağmen, İsrail’e davetli olarak Kudüs ve Lut denizinin cazibesi nedeniyle gitmiştik. Davetli gitmemize rağmen Havaalanında iki kere didik, didik arandık. Oraya vardığımızda bizi ellerinde güllerle, kırk yıllık dost gibi karşıladılar. Çocuklukları Türkiye'de geçen bu Yahudilerle Türkçe konuştuk. Mesleki bilgi, alışverişi talebimi sürekli olarak, programımız dolu gibi nedenlerle ertesi güne erteleyerek talebimi yerine getirmediler. Bir zamanlar hükmettiğimiz bu yerlerdeki o tarihi eserlerimize gözleri gibi baktıklarını yıkılanları restore ettiklerini, size bir sürprizimiz var diyerek İsrail bayrağının dalgalandığı atalarımızın yapmış olduğu, üzerinde Osmanlı turası olan o muhteşem eserlerimizi bize göstererek bizi ezmeye kalkışınca, buralara tekrar sahip olmamız yakındır. Sizin bayrağınız buraya yakışmamış, o ay yıldızlı bayrağımız buraya gerçekten çok yakışacak diyerek, geçmiş de olduğu gibi günümüzde de dünyaya barış ve huzur getirmeye çalışan bu asil milletin, bir gün tekrardan oralara hükmedeceği mesajını verdim. Çan saatini gördüğümde, vay be atalarımız buralarda çan saati de yapmış gibi ifadeler kullanmaktan geri kalmadım. Haksızda sayılmam. Orada bulunduğumuz günlerde etrafımızda kuş uçurtmadılar. Hele sahil güvenlikle Denize açılırken alınan sıkı güvenlik tedbirlerinden rahatsız olmamıza rağmen, ben tehlikenin kendilerinden geleceği şüphesini de aklımdan çıkarmadım. Çünkü yaptıkları bu katliamdan dolayı kendilerine tepki veren bu asil milleti hemen terörist ilan edecek kadar nankör olan bu milletin ne yapacağı belli olmaz.
İsrail devlet başbakanı Ehud OLMERT’in, Türkiye’ye gelerek Başbakan ile görüşmesi sanki Gazze’ye saldıracağını haber vermiş imajını yaratmak da sinsi planlarının bir parçası olsa da, Ülkemizin Ortadoğu da barışı sağlamaya çalışan tek aktör devlet olduğu unutulmamalıdır. Beşikteki bebekten bile korkarak onları öldüren, insanlıkla bir ilgisi olmayan bu terörist devletin bir gün sonu gelir ve daha önce atalarının onlara kucak açtığı bu asil milletin torunları bırak kucak açmayı, ebediyen onların yaptıkları bu katliamları gelecek nesillerine aktararak gerçek yüzlerinin tarihte kara leke olarak yer almasını sağlayacaklardır.


ELVEDA TANIK

Yorumlar

  1. elveda hanım işlemiş olduğunuz konu cidden beni ve benim gibi yeni neslin bir parçası olan insanların aydınlanmasında bizlere yardımcı olacak bir kaynak niteliğindedir.bilgilerinizi ve yorumlarınızı bizlerle paylaştığınız için sonsuz şükranlar sunarım.

    YanıtlaSil
  2. öncelikle böyle bir konuyu secip güzel düşüncelerinizi paylaştıgınız için çok teşekkürler. gerçekten fikirleriniz ve öneri mesajlarınız çok güzel . bizler herzaman bu güzel ve evrensel fikirleriniden yararlanmak istiyoruz,sevgiyle kalın

    YanıtlaSil
  3. DERİN BİLGİLERİNİZİ KALEME DÖKÜP BİZLERE SUNDUĞUNUZ İÇİN SİZE SONSUZ ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM. VAROLUNUZ HEP BİLGİ DENİZİNDE SONSUZA DEK,BİZLERİ BU MÜSTESNA SAYFALARDA HİÇ YANLIZ BIRAKMAYIN HEPİMİZİN BUNA İHTİYACI VAR, ÇÜNKÜ BİLGİYE AÇIZ VE PAYLAŞMAYA. SEVGİ VE SAYGILARIMLA

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...