Ana içeriğe atla

Prof. Dr. M. Es ad COŞAN'ın Seçim Makalesi

Prof. Dr. M. Es ad COŞAN’nın 1995 yılında seçimler öncesi kaleme aldığı yazıyı güncelliğini yitirmediği için burada da iktibas ediyoruz.

Prof. Dr. M. Es ad COŞAN

Önümüzdeki günlerde ülkemizde seçim var; dinimiz ve dünyamız bakımından çok mühim bir iş! Mutlaka çok iyi, namuslu, dürüst, bilgili, uzman, faydalı, çalışkan, yurtsever insanlar seçmeliyiz.

Bu bir fırsat, bir imkân, bir görev, bir vebal... ama maalesef gönle huzur ve rahat verecek bir sonuca ulaşmak bu şartlarda çok zor!

Çünkü: Önce seçim sistemi bozuk: Seçmenin önüne her parti bir liste koyuyor; içinde tanıdığı insan da var, tanımadığı da; sevdiği, seçmek istediği kişi de var; istemediği, hattâ kızdığı, huyunu, mâzisini, işini, oyununu bildiği için nefret ettiği de... Üstelik "tercih" veya "karma" veya "çıkarma" imkânı da yok. Partiyi mi seçiyoruz, milletvekillerini mi?.. Ne acaib bir açmaz: O partiyi tutuyorsa, sevmese de o listeye oy verecek, veya sevdiği başka bir kişiyi desteklerse, programını beğendiği asıl partisini desteklememiş olacak... Bu zorba seçim mevzuatını mutlakadeğiştirip, halkın arzu ve iradesinin tam tecelli edebileceği bir sistem geliştirmek şart ülkemizde... Her seçmen dar bölgede, tanıma imkânını bulacağı tek bir milletvekili seçme durumunda olmalıdır bence...

İkincisi: Her partinin seçmen karşısındaki durumu, oy yüzdesi az çok biliniyor. Parayı bastıran, veya parti yönetimini razı eden bir aday listenin başına kuruldu mu, isterse halk onu sevmesin; listenin aşağısındaki iyi adayların omuzlarına basarak, onların oyları ve itibarları ile otomatikman meclise giriyor, oy un asıl sahibi, partiye o oyu kazandıran kişi dışarda kalıyor. Böyle seçim adaleti mi olur?!! Listeyi hazırlayan ve onaylayanlar büyük vebal altında!

Böylece, seçim aslında listeler hazırlanırken % 90 olmuş bitmiş, meclise kimlerin girecei aşağı yukarı belirmiş oluyor. Gerisi hikâye, demokrasi, halk iradesi, halk idaresi filân masal! Sonuçta çoğunlukla milletvekilleri emme basma tulumba gibi çalışan (yâni başını bir yukarı bir aşağı sallayan), parmak kaldırmakla görevli robotlar durumuna düşürülüyor, genel başkanların makamları ve otoriteleri fevkalâde güçlendirilmiş, diktatörlük kurmalarına çanak tutulmuş oluyor; şahsiyetli bir milletvekili, genel başkanın hışmına bir uğradı mı, bir daha seçilmesi imkânsız hale geliyor. O yüzden de birçokları körü körüne itaatı ve susmayı tercih ediyor.

Onun için ey ahali, duyduk dulmadık demeyin!.. Bundan sonraki seçimlerde gözünüzü açın, seçimden çok çok önce, daha listeler hazırlanırken partilere baskı yapın, istediğiniz iyi adayı listenin üstüne oturtmağa çalışın! (Eğer seçim sistemi düzeltilmemiş, bu seferki rezalet aynen kalmış ise.)

Size oy kullanırken Allah tan korkmanızı, vebal ve sorumluluğunuzu iyi düşünmenizi tavsiye ederim!


Adayları mutlaka soruşturun, öğrenin: Niçin milletvekili olmak istiyormuş acaba? "Parmakçı" mı, "Kaymakçı" mı?.. Milletvekilliğini alet edip milyarlar kazanmayı mı düşünüyor, milletine fedâkârca hizmet etmeyi mi?.. Mâzisi nasıl, neler yapmış, nerelerde okumuş; sicili temiz mi, mafiadan mı, teşkilât-ı mahsûsadan mı; ülkeyi bölecek mi, satacak mı, ilerletip yükseltecek mi, haksızlıkla mücadele edecek kadar cesur ve yürekli mi?.. v. s. Çünkü parti kurmayları bazan şu veya bu sebeple çok acaib tercihler, kötü insanları temizlerin arasına katıp üst sıraya yerleştiriyor; vicdanlı seçmeni güç durumda bırakabiliyor.

Size yine çevrenizdeki uyanık, muhterem, mübarek, bilgili, görgülü insanlarla istişare etmenizi tavsiye edeceğim. Tek başınıza karar verirseniz, yanılır mes ul olursunuz; istişare yaparsanız sevap kazanırsınız, vebalden kurtulursunuz.

Oyu unuzun kime yarayacağını da iyi düşünün ve hesaplayın; bazan oluyor ki oyunuz boşa gidiyor, öbür taraftan istemediğiniz şaibeli biri, sizin mübarek oylarınızın bölünmesinden bil-istifade öne geçiveriyor!

Sizden oy isteyenlere şu çok mühim şartı mutlaka söyleyiniz, yemin ettiriniz, elinden imzalı belge alınız: Meclise gidince mutlaka çalışacaklar, şu Gümrük Birliği faciası için "referandum" kararı çıkartacaklar, iş halkın tasvibine sunulacak, kararı milletverecek.

Allah-u Teâlâ bu seçimi, ümmet-i Muhammed SAS için hayırlı, mübarek ve müteyemmen eylesin... Başımıza bizi seven, bize Allah rızası için candan hizmet edecek alim, fâzıl, kâmil, uzman, bilgili, görgülü, sevgili idareciler ihsan eylesin... Âmîn, bihürmeti seyyidil mürselîn ve âlihî ecmaîn!..

Kadın ve Aile, Aralık 1995

Yorumlar

  1. Toprak ağaları, fabrika patronları, şehrin en zengin esnafı... Memleketimizin yüzde bilmem kaçı yoksulluk hatta açlık sınırında yaşarken... Orta ve alt kesimden gelen hiç bir aile ferdini göremiyoruz meclisimizde... Hocamızında dediği gibi, sorumluluk bizde değil mi, bizim sayemizde gelmiyormu onlar oraya... Bunları bilsekte, okumak, zihinlerimizi tekrar kabartmak faydalı oldu... Hocamıza Allah tan rahmet...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...