Ana içeriğe atla

KİRALIK ÜLKE SINIRI

“53 yıldır tarım yapılmıyor. 3.5 milyon dönümlük arazi. Yabancıya verilirse 2058 yılına kadar Türkiye'nin sınırı yaban ellerde olacak. “ internet haberde gördüğüm bu başlık içimin bir kez daha cız etmesine neden oldu. Peki bu işin aslı nedir?
Türkiye, Suriye sınırı mayınlı bölge.Bu bölgenin mayınlardan temizlenmesi ve daha sonra bu toprakların kiraya verilmesi düşünülüyormuş… Buraya kadar doğru ve mayınların insanların hayatını tehlikeye soktuğunu, hayatlarını kaybeden binlerce kişinin olduğunu bu yüzden de oraların temizlenip yararlı bölge haline getirilmesinin doğru bir karar olduğunu hangimiz kabul etmez. AMA;? tartışmalar o kadar kritik halde ki! Bu da ülkemizi ve hepimizi etkileyecektir. Türkiye-Suriye sınırında ki mayınlı arazilerin temizliğini İsrail firması yapacakmış.Olabilir ama neden İsrail ???.
Gelelim bu toprakların durumuna;
Arazi çok büyük…53 yıldır bu alanda ekim yapılmadığı için toprak birinci kalitede ve verimi çok yüksek. Bu alan 677 kilometre…genişlik 300 ile 700 metre arası…Toplam 3.5 milyon dönümlük araziden söz ediliyor.Arazi Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerini kapsıyor. Arazinin yüzde 80’e yakın bölümü birinci sınıf tarım alanı ve yüzde 70’i sulanabilir. Yani! bu toprakları alan yaşadı…
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan GÜNAYDIN,” mayınlı arazilerin açılması durumunda elde edilecek yıllık gelirin tahmini 20 milyon doların üzerinde olacağını, bu alandan 85 bin ton pamuk veya 102 bin ton buğday veya 212 bin ton mısırın elde edilebileceğinin mümkün olduğunu” söylüyor. Türkiye’nin tarım deposu niteliğinde olan bu arazi yıllardır dinlenmiş olduğundan organik tarım için ideal olduğu, dolayısıyla da bu araziden elde edilecek ürünün de doğal olması nedeniyle arazinin büyük değer taşıdığını öğreniyoruz.
Mayın temizleme işini yapacak şirketlere söz konusu arazilerin 49 yıllığına devredilebilinirmiş. Bu hususta da geçen yıl Haziran ayında yapılan yasal düzenlemede buna uygun şartlar bulunuyormuş. Bu haber kimimizin dikkatini çekti, kimimizin de dikkatini çekmedi. Sanırım yavaş yavaş topraklarımız da bizlerde kiracı durumuna geleceğiz.EEE paranın dini imanı yokmuş!!!

Nermin AYDINLI
26.05.2009

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...