Ana içeriğe atla

BARACK HUSSEİN OBAMA RÜZGARI

BARACK HUSSEİN OBAMA RÜZGARI


ABD Başkanlığına seçilen Barack Hussein OBAMA; Kenya asıllı Müslüman bir baba ile beyaz bir Amerikalı annenin oğludur. Ezilmişlerin arasından seçilen ilk siyahi liderdir. Onu, sanki içimizden birisiymiş gibi hemen benimsedik. Ee ne de olsa, babası Müslüman! Hele bir de, ilk ziyaretini Ülkemize yapmak istemesi, onu daha çok sevmemize neden oldu. Bazıları, Barack berekettir, demeye bile başladı. Ülkemize geleceği günü dört gözle bekler olduk.

Öyle ABD Başkanı seçilmek, kolay bir iş değil. Başkan seçilebilmesi için, desteğine yani, oylarına ihtiyacı olanlara, seçim kampanyasında belli sözler verilecek, vaatlerde bulunulacak. Barack Hussein OBAMA’da aynen öyle yaptı.

Mesela: Seçim kampanyasında, Ermenilerin desteğini almak için.” Ermeni Soykırımı bir iddia, kişisel bir görüş ya da bir bakış açısı değil, tarihsel kanıtlarla desteklenen bir gerçektir. ABD, ermeni soykırımı hakkında cesurca konuşabilen ve tüm soykırımlara güçlü tepki gösteren bir lideri hak ediyor. Ben işte o başkan olmak istiyorum” demişti. Evet! Yere göge sığdıramadığımız Obama, Osmanlı Devleti tarafından en önemli görevler getirilmelerine rağmen düşmanlarla işbirliği yapan, Devlet kurmak için toprak talep eden, Türklere saldırıp toplu katliamlar yapan, Diplomatlarımızı öldüren, soykırım iftirasını atan Ermenilerin dostu değil mi? Yoksa! Bizim mi dostumuz? Hayır! Hayır!Bizim dostumuz falan değil. O zaman ilk ziyaretini niçin bizim ülkemize yaptı. Bir nedeni olmalı!
Çünkü; Obama’nın, seçim kampanyasında vermiş olduğu sözleri, fiiliyata geçirmesi gerekir. Verilen sözlerin hepsi Türkiye ile ilgili. ABD, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin, tam olarak normalleşmesini desteklemektedir. Ermeni soykırımı ile ilgili düşüncelerim değişmemiştir. Ermenistan sınırını açın. 1915 olayları ile yüzleşin. Ruhban okulunu açın. Irak’daki kürt liderlerle görüşün. ABD ve Türkiye, Filistinlilere ve İsrail’e yardımcı olabilir.Türkiye, Suriye ile İsrail arasında arabuluculuk yapmıştır. Bu eli Filistinlilere de uzatmalıdır. Irak’ın güvenliği, bölgenin güvenliği için önemlidir. Bölgenin barışı tabii ki İran’ın nükleer silah hevesinden vazgeçmesi ile sağlanabilir.Bu sözlerin çoğunluğunu, Milletin iradesinin bulunduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, tehdit anlamına gelen, işaret parmağını uzatarak söylemiştir. Bizim Milletvekilleride bizlerin adına alkışlamışlardır. Acaba bu sözleri bizim lehimize olarak değerlendirdikleri için mi alkışladılar. Hala anlamış değilim. Bizim meclisden, başka ülkeleri de tehdit eder şekilde konuşması, Türkiyede yanımda mesajı verip, komşularımızla aramızın açılması anlamına da gelmiyor mu? Evet aynen o anlama geliyor. Onun için her şey alkışlanmamalı. Fakat kültürümüzde de bir değişim mi oldu? Nedir? Cenazeyi bile alkışlar olduk.
Aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti o kadar büyük ki! Bunu başta ABD ve diğer tüm devletler çok iyi biliyor. Şu beş altı yıldır dış politikamızda cesurca ve istikrarlı hareket etmemiz ile Davos’da yaşananların ülkemize kazandırdığı itibar ve güç, bazı devletleri tedirgin etmiştir. Diyorum. Kendi farkındalığımıza varalım. Şu aşağılık kompleksinden, biran önce kurtulalım. Diğer devletleride gözümüzde büyütmeyelim. Biz onları gözümüzde büyük gördükce onlarda bizi küçük görmeye devam edeceklerdir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün o meşhur sözünü “ Yurtta Sulh Cihanda Sulh” Obama da kendine göre söylemesi Atatürk’ü örnek aldığını gösteriyor. Son zamanlarda Ortadoğuda Türkiyenin söz sahibi olması, bakmayın ABD yi de tedirgin etmiştir. Burada güç gösterisi yapması ondan. Cumhurbaşkanının sırtını sıvazlaması, bir çok kesimce dostane bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Oysa bu davranış senden güçlüyüm anlamına gelmektedir. Öğrencilerle konuşurken ezana kadar sözümü bitireceğim demesi de sadece sempati kazanma amaçlıdır. O içimizden birisi falan değil. Bunu anlayalım. Başımıza bela ettikleri terör örgütünü, 30 yıl sonra terör örgütüdür dediler. Bunun da bir nedeni olmalı! Yok sa demezlerdi…

Obama’nın, Türkiye ve İspanya’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Medeniyetler İttifakına katılması da, Türkiyenin başarısını gölgede bırakmak amaçlıdır. Çünkü başka devletlerin yapmış olduğu ittifaklar tutmadı. Bu ittifakla Türkiye adını dünyaya bir kez daha duyurdu. Obama, ben burada da varım deyip dünya kamu oyuna gücünü kanıtlama gayretindedir. ABD Başkanı Obama’nın, gücünü göstereceği her şeyi yapmasına zemin hazırlayan bizleriz. Sağolsun basınımız da onu kamuoyuna öyle bir tanıttılar ki. Neymiş? Müslümanmış, ezanın saatini biliyormuş, Cumhurbaşkanının sırtını sıvazlamış. Dublörü beyazmış.
Müslümanmış da niye ruhban okulunu açın dedi…

Ben yine de, kendi gücümüzün farkına varalım diyorum. Türkiye dünyada söz sahibi ülkeler arasında yerini almıştır. En güzel örneği, Nato Genel Sekreterliği seçimlerinde de görülmüştür. Seçim için Ülkemizin kapısı çalınmıştır. Dünyada ki olup biten her şey duyarlı olduğumuz sürece, pasif ülke ler arasında değil aktif ülkeler arasında yerimizi alacağız.Türkiye olmadan bu coğrafya da( Asya ve Avrupa) hiçbir şeyin olmayacağının her kes farkında. Türkiye gücünü gösterdikce, diğer devletler de ülkemize itibar etmek zorunda kalacaklardır.Taviz veren konumundan çıkan Türkiye, taviz alan ülke konumunda ilerlemesine devam etmelidir…

8.04.2009

Elveda TANIK
3.Sınıf Emniyet Müdürü

etanik@egm.gov.tr

Yorumlar

  1. Avukat Barboros5/5/09 21:29

    Çok haklısınız. Doğruları yazmışsınız

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ

Sivil Toplum nedir? Sivil Toplumun faydaları nelerdir? vb. soruları hepimiz sormaktayız. Günümüzde yaygınlaşan, sık sık konuşulan sivil toplum nasıl olmalıdır ve bir ülkenin gelişiminde ki rolü nedir? Sivil Toplum; insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.21.yüzyılda önemli bir kavram olan sivil toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülke de demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplumun etkisi olduğu kadar da aktif vatandaşlık anlayışını da getirir. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra ...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...