Ana içeriğe atla

KAYIP DÜNYANIN İNSANLARI

Zamanın neresindeyiz? Bu insanlar ne yapıyor, ne düşünüyor ve yaşamın neresindeler? Kentlerdeki yaşam insanları nasıl etkiliyor? Kırsal bölgelerden şehirlere göç eden ve şehir hayatının keşmekeşliğinde kaybolan var olmaya çalışan insanlar acaba toplumsal sorun mu yaşıyor?… Zamanın insan yaşamındaki önemini biliyormuyuz? Geçmiş ve gelecek kaygısıyla zamanı hoyratça kullanıyormuyuz? Zaman insan yaşamının neresindedir? Zaman ve zamanı kullanmakla ilgili soruları çoğaltabilir ve bu sorular üzerinde ki düşüncelerimizi sıralayabiliriz.

Evet kentlerdeki kırsal kesim, moda tabiriyle varoştaki yaşamın zorluğunu gününü gün eden, laylalarda eğlenen, daha küçücük yaşta şirketleri, yatları, katları olan biliyor mudur acaba? Zaman ve yaşam iç içe!...Yaşam ve zaman kavramları üzerinde biraz sosyolojik, biraz da felsefi düşünülmesi gerekir. Nereden geldi aklıma bilmiyorum ama sanırım zamanı ve yaşamı iyi kullanamadığımızı düşünmeye başladım. Dünya ya bir göz attığımız da kültürel farklılıklar ve doğanın hoyratça kullanılması insanları bir araya getirmesi şöyle dursun tamamıyla orman kanunlarının uygulanır olduğu gözlerden kaçmaz. Her ülke var olduğunu göstermeye çalışırken iç sorunları ile mücadele etmektedir. Hele hele bizim gibi gelişmemiş ve ekonomisi dışarıya bağlı ülkelerde vatandaş zamanı nasıl kullandığını düşünemez bile…. Televizyonlara çıkan işin ehli insanlar çoğu konularda ahkam keserler. Bilmezler ki yoksul insanlar için zaman ve yaşamın hızla akıp gittiğini.

Zengin için öylemidir ya!.. Onlar için zaman ne kadar değerlidir. Harcayacak ve boş geçirecek zamanları yoktur. Onlar zamanın yetersizliğinden şikayet ederler. Yaşamlarını daha daha nasıl zenginleştirebiliriz diye düşünürler. Onlar için zaman paradır. Çıkıp kanallarda boy göstermek verip veriştirmektir.

Yoksul için öylemidir ya!..

Yaşam ve zaman onlar için günü kurtarmaktır. O gün karnının doymasıdır. Düşünceleri yalnızca kaderlerine boyun eğmektir. Gelecek kaygısıyla yok olmaktır.

Gelecek ve mutluluk =yaşanmamış yaşam.

Sorumlusu kim???.....

Şimdi hepimizin yaptığı Çocukluğumuzda okuduğumuz polyanna gibi hayatta bazı şeylerin istenildiği gibi yolunda gitmeyebilir düşüncesiyle ne olursa olsun mutluluk oyununa devam etmek midir yaşam?...

Zaman içinde kaybolur gider insan. Ne dramlar ne acılar yaşanır. Sadece medya için malzemedir kayıp zaman içindeki insanlar. Ben buna kayıp dünyanın insanları diyorum ya siz?!!!

24.03.2010
Nermin AYDINLI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...