Ana içeriğe atla

ÇALIŞTAY

Sonunda bu da oldu. Evet evet yıllardır dökülen kanların nedeni ortaya çıktı. Diyarbakır’da yapılan Demokratik Özerklik Çalıştayı Kürdistan rezaletini ortaya koydu.

Yapılan bu çalıştayda;

a-Kürt sorununun çözümü için en önemli proje demokratik özerkliktir. Hedefimiz, demokratik özerk Kürdistan’ın inşasıdır. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek “Ortak Vatan” politikalarına dahil olur.

Dikkat edilecek husus;

“Türkiye Cumhuriyeti’nin adı “Demokratik Türkiye Cumhuriyeti” olacak. Ve Türkiye, Türk-Kürt ortak vatanı olacak”!!!


b-Demokratik Özerk Kürdistan, kendini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir.

c-Türkiye ve Kürdistan’ı ortak vatan olarak görmekteyiz. Yeni Demokratik Özerklik hukuku, yeni Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve AB hukuku tarafından tanınarak yasallığı sağlanmalıdır.

Bölücülük devam ediyor;

d-Öz savunma örgütlü topluma dayanır. Varlığını korumanın olmazsa olmazıdır. Kürtler işgalci ve istilacı güçlerin saldırısından günümüze kadar her türlü işgal ve saldırılara karşı varlığını korumak için öz savunma içinde olmuştur. Şehir, kasaba, mahalle ve köylerinde yaşayan tüm halklar faşist, gerici ve soykırımcı (dedikleri; Türk Ordusu ve Türk polisi oluyor)saldırılara karşı bilinçli ve duyarlı olmalı, toplumsal direnişi ifade etmelidir.

e-Kürtçe’nin kamusal alanda kullanımı sağlanmalı, Kürdistan’ın resmi dili Kürtçe ve Türkçe olmalı. Hizmet dili Kürtçe olmalı. Bölgede ki ekonomik kaynaklar kurulacak olan Kürdistan devleti tarafından kontrol edilmeli vs.vs.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yurttaşı olarak böyle rezalet görmedim. Ülke içinde bir ülke kurulmasının konuşulması demokratikleşmek ise ben demokrat olmak istemiyorum. Bağımsızlık uğruna bu güne kadar dökülen kanların hesabını kimler verecek!
Bu cennet vatanımızın birlik ve beraberliğini istemeyen Atatürk’ün bizlere emanet ettiği laik Türkiye Cumhuriyetinin yıkılması için elinden geleni yapan iç ve dış nifaklar son kozlarını oynamak için arenadalar. Sözüm ona kendini yazar çizer olarak niteleyenler TV. Kanallarında boy gösteriyorlar.



Kanıma dokunuyor kanıma!


Açılım ve Demokratikleşme adı altında her şey allak pullak edildi. Bir sevda peşinde koşanlar Türk ulusu ile oynuyor. Milletin meclisinde, Türk milletinin paralarıyla meydan okurcasına konuşuyorlar. Parçala, böl, yönet bermuda şeytan üçgenini uyguluyorlar. Neymiş efendim sadece düşünülmüş ve tartışılmış. Nasıl bir düşünceymiş bunlar da zafer kazanmış edasıyla açıklamalar yapılıyor. İşsizlik, yoksulluk ve ülkenin bütün sorunları çözülmüş, halkın refah seviyesi yükselmiş de, tek sorunumuz olan kürt sorununu konuşur hale gelmişiz.
Toplumsal mutabakat diye toplumu germeye hiç kimsenin hakkı yok.

Yazık çok yazık!

Bu güne kadar Türkiye Cumhuriyetinin her bir vatandaşı eşit haklara sahip olmadı mı? Yok siz Kürtsünüz de bu haklardan yararlanamazsınız mı dendi? Benim Anadolu’ma, kasabama, köyüme hizmet edildi de, doğu ve güneydoğuya mı hizmet götürülmedi? Kürt vatandaşlar aç, susuz, eğitimsiz deniyor. Peki! Yoksulluk içinde kıvranan bu devlete vergisini ödeyen diğer vatandaşlar ne yapsın?

Yeter artık!


Bu sinsi oyunlarınız ile şehit kanlarıyla sulanmış bu toprakları parçalamaya, Türkiye Cumhuriyetini bölmeye gücünüz yetmeyecektir…

“Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir var oluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıy’la sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.” M.Kemal ATATÜRK
23.12.2010

Nermin AYDINLI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ

Sivil Toplum nedir? Sivil Toplumun faydaları nelerdir? vb. soruları hepimiz sormaktayız. Günümüzde yaygınlaşan, sık sık konuşulan sivil toplum nasıl olmalıdır ve bir ülkenin gelişiminde ki rolü nedir? Sivil Toplum; insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.21.yüzyılda önemli bir kavram olan sivil toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülke de demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplumun etkisi olduğu kadar da aktif vatandaşlık anlayışını da getirir. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra ...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...