Ana içeriğe atla

KÜRT ŞOVENİZMİ!

Ülkemizde arka arkaya acı kayıplar yaşanırken, siyasi irade olarak bilinen yetkililerin açıklamaları tamamen insanı rencide edici ve hırpalayıcı! Vatandaş adeta şok edilmiş vaziyette ölümleri nerdeyse kanıksamış durumda! Ateş düştüğü yeri yakıyor ve ağıtlardan başka yapacağı bir şey yok ailelerin. 2010 yılında Irak’ta Kürt devleti kurulmasının ardından PKK, Kürt açılımı sayesinde 30 yıllık ihanet tarihinin en güçlü anlarını yaşıyor. Suriye ile olan sorun da bunları tetikler vaziyette! PKK’nın yaptığı eylemler, açıkça ülkede güven bunalımı yaratarak halk arasında infial yaratmaktır. PKK’nın uzantısı olan BDP kendi hedef ve amaçlarını gerçekleştirmek için Türkiye’de bir iç savaş ortamı yaratmaya çalışmaktadır. BDP’li vekillerin teröristlerle sarmaş dolaş objektiflere poz vermeleri açıkça terör örgütü’ne destek verdiklerini göstermektedir ki ‘biz başarıya doğru gidiyoruz’ niteliğindedir. Bu hareket Kürt şovenizmi değil de nedir? Şovenizm, herhangi bir şeye olan aşırı, nedenli veya nedensiz oluşan bağlılıktır. Sıklıkla karşı gruba olan nefret ve kötü niyet duygularını da beraberinde getirir. Kürtlerin Türkleri düşman görmeleri Türk şovenizmini yaratır ve ülkenin kaosa sürüklenmesine sebep olur. Şovenizm sadece kitle kıyımlarının ve toplu mezarların yol açıcısıdır. İşte bizim için terörden bile tehlikeli bir durum budur. Kürt milliyetçiliğini hortlatan mecliste olan, bölücülüğe hizmet ederek ekmek yediği, belki hayallerinde bile göremeyecekleri Türk Ulusunun temsil yerine gelen ve bizlerin yani Türk Ulusunun vergileri ile (kim vatana ihanet ediyorsa haram olsun) beslenen bu kişiler ülkemize ve masum olan Kürt halkına en büyük zarar verdiklerini unutmasınlar! Toplum olarak canımız acıyor! Feryatlar dağları deliyor. Birileri ise kanla besleniyor. Etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun verilen şehitler bu ülkenin evlatları, ağlayan analar-babalar bu ülkenin vatandaşı! Fakat bazı şeyleri belirtmeden geçemeyeceğim; -Yok öyle sadece taziye bildirmek! Sadece bu toprağın gariban insanları vatani görevini yapacak yok öyle bir şey! Kim hangi makam ve mevki de olursa olsun, dünya kadar malı da olsa vatandaşlık görevini yapmalıdır. Askerlik görevinden paralı olanlar kaçamaz. Bu, sosyal devlet ve sosyal adalete aykırıdır. Hele onlarda gariban Mehmetlerin yanına bir gönderilsin bakalım terörün bitirilmesi için nasıl çaba harcanacak. -Karar mekanizmalarında olanlar, konuşulacak kelimelerini dikkatle seçmelidirler ki insanlar incinmesin! Güvensizlik ortamı toplumu uçuruma doğru sürükler. -Neredeyse herkes terör uzmanı oldu çıktı ama vatandaşın çığlığını duyan yok! -Terörün bitirilmesi isteniyor ama geçmişte yapılan hatalarla bu düzeye gelen terör, taviz verilmeden güçlü bir iradeyle ve terörle mücadelede uzman kadroların tam teçhizat ve yetkiyle donatılarak yok edilebilir. İşte o zaman bu halk iktidarın sonuna kadar yanında olur. SON SÖZÜM: Bu ülke kolay kurulmadı. Kardeşçe yaşamak varken nedir bu ayrım? Emperyalizmin oyununa gelmeyelim…. 25.08.2012 Nermin AYDINLI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...