Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bir Naat: Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine

Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine - IV /  Sezai Karakoç Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir tuz bulutu gibi Savuran yüreğime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil Ayaklarımdan belli Lambalar eğri Aynalar akrep meleği Zaman çarpılmış atın son hayali Ev miras değil mirasın hayaleti Ey gönlümün doğurduğu Büyüttüğü emzirdiği Kuş tüyünden Ve kuş sütünden Geceler ve gündüzlerde İnsanlığa anıt gibi yükselttiği Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Bütün şiirlerde söylediğim sensin Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın ...

İİT zirvesi bildirisi

ABD’nin Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıma kararına tepki gösteren İslam ülkelerinin liderleri bugün İstanbul’da bir araya geldi. İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla gerçekleşti. İİT zirvesinin ardından bir sonuç bildirgesi yayınlandı. İşte bildirgede yer alan maddeler: - Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın Kudüs’ü İşgalci Güç İsrail’in sözde başkenti olarak tanıyan tek taraflı kararı en güçlü şekilde reddedilmiş ve kınanmıştır. Sözkonusu karar hukuken hükümsüz ilan edilmiştir. Bu beyanın Filistin halkının tarihi, hukuki, doğal ve milli haklarına bir saldırı, bütün barış girişimlerine yönelik kasti bir baltalama, aşırılık ve terörizme ivme verecek bir tahrik unsuru ve uluslararası barış ve güvenliği hedef alan bir tehdit olarak görüldüğü belirtilmiştir. - Kudüs-ü Şerif’in yasal statüsünü değiştirmeyi amaçlayan sözkonusu tehlikeli beyanın hükümsüz ve meşruiyetten uzak olduğu vurgulanmıştır. Beyanın, Uluslararas...

Sükut gider, çay gelir, söz başlar..

Yazar: Ahmet Erdem Sükut gider, çay gelir, söz başlar.. Çayın demlenmesi yetmez, çay içmeye başlamak için sözün de demlenmesi gerekir.. Çay demini alırken, söz de yavaştan voltasını alır malayanilikten. Bir de çay demlenirken sadece çay içmenin hayali kurulmaz, geçmişe de gidilir ufaktan.. Çay gecikirse sen gör o zaman; bir "bavul hatıra" çıkar karşına; aniden, savunmasız ve ne yapacağını bilemeden.. Öylece kalıverirsin.. Sözün gecikmesi, çayın gecikmesinden evladır kanaatimce. Çayın demlenme süresi, sözün demlenme süresinden kısa ise, çayın servis ritüeli biraz uzatılıverilir. Ne de olsa ev sahibi olmadan, misafir ağırlanmaz.. Ama misafirde öyle sıradan bir misafir değildir, unutmamak gerek. Gün de üç, dört defa uğrayan misafir mi olur demeyin. Ev sahibi memnun, misafir memnunsa kime ne.. Önce söz devreye girer buyur eder çayı, koyu bir muhabbet başlar.. Çay yavaş yavaş  kendinden geçer.. Çayın lezzeti, muhabbetin kıvamı olur; söz de dem katar...
BEĞENİN VEYA BEĞENMEYİN! Son yıllarda gelişmelere baktığımızda endişelenmekte haklıyız diye düşünüyorum! Az çok şimdiye kadar yazılarımda gelişmelerle ilgili görüşlerimi dile getirdim. 15 Temmuz 2016’ya kadar PKK terör örgütü ile mücadele ederken gösterilen toleransla bütün kurumlara yerleşen ve ülkenin gerilemesine neden olan askeri ayağından başlayan her meslek mensupları ve çaycısına kadar araştırılan ve el, ele, kol kola olsalar dahi siyasi ayağının olmaması takdire şayan olup FETÖ  ile ilgili hala sır perdesi aralanmış değildir… OHAL ile yönetilen Türkiye kolayca muhalefetsiz istenilen yasaları çıkarmaktadır. Bunların başında bir ülkenin gelecek temellerini oluşturan Milli Eğitimde son zamanlarda halkın istememesine rağmen eğitim müfredatında ki değişiklikler olup, temelin sarsılmaya çalışılmasıdır! Bırakın; ‘Cihat bilmeden matematik öğretmenin faydası yoktur’ gibi kelime oyunlarını. Cihat ; ‘Gayretini ortaya koyma’ mı, yoksa diğer anlamı olan ‘Din uğruna yapılan Sava...

SAĞDUYULU İTTİFAK ÇAĞRISI…

Tedirginlik nedeni güncel gelişmelere sağduyulu bir ittifak zemini oluşturması bakımından 1931’deki İslam Birliği Genel Kongresi’nin kararları dikkate şayandır. Körüklenmekte olan mezhep gerginliğini engellemenin yollarından biri de İslam Birliği Genel Kongresi’nde alınan kararların günümüze uyarlanmasından geçmektedir.    Kuzey Afrika’da başlayıp Ortadoğu’da devam eden gelişmeler ekseninde oluşturulmaya çalışılan Sünni-Şii gerginliğinin bir kutuplaşmaya dönüşme ihtimali bölgedeki dost ülkelerin geleceğini tehdit ediyor. Haksız işgallerle Ortadoğu’da başlayan iç karışıklıklar, Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan devrimler, son olarak Suriye, Yemen ve Bahreyn üzerinden körüklenen mezhep ayrımcılığı zemini, Müslümanların uyanık olmasını gerektiriyor. Yakın tarihimizde benzer dış saldırılarla ve oyunlarla karşılaşan Müslümanlar, İslam kardeşliğini tesis etme yolunda önemli toplantılar gerçekleştirip mezhep ayrımı gözetmeksizin ciddi kararlar aldıla...

Seni SEVMEK

15 Temmuz kara ve kanlı bir gün!

15 Temmuz 2016 Şehit haberlerini her gece izlediğimiz ve üzüldüğümüz ocaklarına ateş düşen ailelerin acısını yüreğimizde hissettiğimiz sıradan bir geceydi saatler 10.00 suları insanın aklına gelmeyen jetlerin kulakları tırmalayan uçuşlarıyla ne olduğuna anlam veremediğimiz bomba sesleriyle ‘acaba savaşa mı girdik’ cümlelerini kurduğumuz ve ‘Allah korusun devletimizi ve milletimizi’ dediğimiz korkunç uzun bir kara gündü! Aklımızın almadığı olayları yaşıyorduk! Bazı kanalların lay lay lom proğramları dışında halkın haber alma hakkı çerçevesinde sanki bir film izler gibi an ve an olaylardan bir askeri darbenin olduğunu, bombaların atıldığını ve ülkenin karanlığa giden bir yolda ilerlediğini görmek, yaşamak, endişe etmek dışında anlatılamayacak bir duygu karmaşasıydı! Anlamaya çalışırken 80 darbesini yaşayanlar endişe etmekte çok haklıydı! Çünkü en kötü yönetimler demokrasi işliyorsa düzeltilebildiği için darbeden daha iyiydi! Çünkü darbelerin böyle bir alternatifi kesinlikle o...