Başlama : 25-05-2007 20:20 Saçlarına epey kır düşmüş, 45-46 yaşlarındaki adam, markette ürkek adımlarla dolaşıyor, alışveriş yapıyordu. Ama dikkatli bir göz için, sıkıntısı hemen belli oluyordu; raftaki çikolataya elini bir uzatıyor, bir çekiyordu. Rafa uzanmış kolunu, sanki karıncalar ısırıyordu. Beyninin sıkıştığını hissetti. Zorlukla uzandı, çikolatayı ekmeklerin yanına bıraktı. “ Benim suçumu çocuklar çekmek zorunda mı! Semih’in canı çeker. Yusuf kocaman oldu ama onun da canı çeker ” diye düşündü. Oysa dün geçici de olsa rahatlamıştı, yüzü gülmüştü. Küçük çocuğu Semih’in, uzun süredir, ön tekeri inik halde öylece kalmış bisikletini tamir ettirmişti. Sonunda utana çekine bisikletçiye götürmüştü. Utana-sıkıla “ Şimdi param yok, tamir etseniz de, başka zaman ödesem olur mu?” diye soruşu, yeniden canlandı gözünde. Yeniden aynı sıkıntıyı çekti, yeniden bunaldı. Bisikletçinin önce şaşkın, sonra müşfik bakışı ; “ Teker patlağını ilk defa veresiye yapıyorum ” deyip, gülümseyişi, son...