Ana içeriğe atla

Gazeteciler ve Darbeciler 30 Ocak 2010

Gazeteciler ve Darbeciler

 

Son dönemde ortaya çıkan "Balyoz" planında yine gazetecilerin önemli bir konu başlığını teşkil ettiğini görüyoruz. Plana göre planı hazırlayanların kendileri gibi düşünmeyen ve yazmayan bazı gazeteciler tutuklanacak kendileri gibi düşünen gazetecilerle de işbirliği yapılıp onlardan yararlanılacak. Peki ama ellerinde gelişmiş o kadar silah bulunan askerler neden gazetecilerden yararlanmak istesinler ki?

 

Buradan da açıkça anlaşılıyor ki elinizde ne kadar top tüfek de olsa, arkanızda gazeteci desteği olmadan istediklerinizi yapamıyorsunuz. Yaptıklarınızı meşru gösterebilmek ve halk desteğini sağlayabilmek için illa ki gazetecilerin ve medyanın desteğine ihtiyacınız var.

 

İçinde yaşadığımız iletişim çağında medyanın, toplumun şekillenmesinde çok büyük önem taşıdığı muhakkaktır. Çünkü insanların olayları değerlendirirken kullandıkları bilgiler kendilerine medya tarafından sağlanmaktadır. İnsanlar seyrettikleri televizyon kanalında ne gösteriliyorsa, gazetede ne okuyorsa o bilgiler ışığında yorum ve değerlendirme yapmaktadırlar.

 

Unutmamalıyız ki dünya sadece 55, 82 veya 105 ekrandan oluşmamaktadır. Ve olaylar sadece televizyon ekranında gösterilenden ibaret değildir. Yaşadığım birkaç somut örneği nakledeyim.

 

Çalıştığım firmaya Filistinden bir müşterimiz gelmişti. Sohbet esnasında ben seyrettiğimiz haberlerin etkisi ile Filistin'de her tarafta çatışmaların olduğunu düşünerek Filistin'de hayatın nasıl olduğu şeklinde bir soru sordum. Misafirimiz de; her tarafta çatışmaların yaşanmadığını belli bölgelerde zaman zaman çatışmaların yaşandığını, diğer bölgelerde insanların normal hayatlarını idame ettirdiklerini söyleyince şaşırdım. Çünkü; benim gözümde Filistin'de her yerde çatışma vardı ve hayat çok zordu.

 

Bu sadece bizim için mi bu şekilde? Hayır. Diğer ülkeler içinde durum bundan farklı değil. Anlatacağım ikinci örnekte yurtdışından Türkiye ile ilgili bir olayın algılanışı hakkında. Arnavutluktan görüştüğümüz müşteri Türkiye'ye geleceğini söylüyordu ancak bir zaman sonra bu planından vazgeçtiğini öğrendim. Sebebini sorunca da anladım ki; televizyonlarında İstanbul'un bilmem hangi ilçesinin bilmem hangi mahallesinde yaşanan 1 Mayıs olaylarını görmüş. Seyrettiği görüntüleri Türkiye'nin her tarafında yaşanıyormuş gibi algılamış ve bu nedenle de seyahatini iptal etmiş. Tabi ben bunun çok küçük çaplı olay olduğunu anlatmaya çalıştımsa da o bir kere televizyonda Türkiye'yi (!)  görmüş.

 

Günümüzde medya ve gazeteciler nerdeyse toplumun nasıl düşüneceğini bile belirleyebiliyorlar. Toplum üzerinde bu kadar etkili olabilen bir gücün de doğru kullanılması çok önemlidir. Eğer bu güç demokrasiden yana, temel insan hak ve hürriyetlerinden yana olursa ülkenin kalkınmasına, ülke kaynaklarının doğru kullanılmasına, ülkede demokrasinin yerleşmesine büyük hizmet eder. Elindeki kalemi ile demokrasi adına gelişmiş silahları susturup onlara dur diyebilir. Tersi olduğunda da yıkıcılığı aynı nispette olur. Topun, tüfeğin bile yapamadığını yapar. Allah milletimizi bu tür gazetecilerden korusun…

 

İbrahim ALİN

 


Hotmail: Güçlü İSTENMEYEN POSTA koruması ile güvenilir e-posta. Hemen kaydolun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...