Ana içeriğe atla

Kayıtlar

TERÖR LAFLA DEĞİL, KARARLI MÜCADELE İLE BİTİRİLİR…

PKK terör örgütü her gün can almaya devam ediyor. PKK’nın uzantısı meclisteki temsilcisi olan BDP’lilerin açıkça Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okurcasına ‘Kırsal kesimdeki tüm yolların PKK’nın denetiminde olduğu ve müzakereye geçilmesinin gerektiği’ şeklindeki açıklamaları ile ülkemiz sadece terör ile mücadele içinde olmadığını, bazı bilinmez denklemlerle uğraşıldığını göstermektedir. Şehit kanlarıyla beslenen PKK, dış güçlerin ve ülkemizde ki işbirlikçilerinin destekleriyle iyice çığırından çıkmıştır. Aldığı görevleri harfiyen yerine getirerek ülke de kargaşa ve istikrarsızlıkla halkın arasında infial yaratmaya çalışması bazı siyasilerin, bazı yorumcu ve yazarların istikrar için müzakere yapılmasının gerektiğini söylemektedir. Müzakere kiminle ve ne şartlarda yapılacak bunu nedense açıkça dillendirememektedirler. Peki çözüm nedir? Kürt şovenizmi PKK’nın kanlı eylemleriyle desteklenirken, kendini aydın diye niteleyenler tarafından, başta masum gibi gösterilen Kürtçe eğitim...

KISMEN ÖZGÜR...

Sorunlarımız çığ olmuş vatandaş ise suskun, tepkisiz veya korkudan ne yapacağını bilmiyor! Türkiye Şehitlerine ağlıyor! Kimi sessiz tepkili, kimisi ise bayrağını alıp sahiplenmeye çalışıyor. Popiler kültür denilen illet sarmış ülkemizi. Medya verilen görevi layığı ile yapıyor ve günleri lay lay lom’la geçiştiriyor. Ülkemiz kaynıyor! Korku sarmış insanları ‘bana dokunmayan bin yaşasın’ diyerek perde aralığından izler olmuş olanları! Afyon’da ki patlama halen muamma! Şehitlerimizin cenaze törenleri yapıldı mı bileniniz var mı? Ailelerin feryatlarını duyanınız var mı? Evlatlarının paramparça olduğunu bilmek ne kadar acı değil mi? Bunun sorumluları kimse ortaya çıkmalı elbette! Lakin, kelime kalabalığı yapılmadan iktidarı ve muhalefeti birbirlerini suçlayıcı ifadeler yerine bir an evvel olay aydınlatılmalı ve acılı ailelerin yaraları sarılmalıdır. Yeter artık! Bu çocuklar bir bir hayattan koparılıyor neden? Bunun vebali çok ağır! Şunun da bilincindeyiz elbette; hainler terörü...

DEĞİNMEYELİM!

Ülkemiz mahşer yeri, her yer kan kokuyor. Yetkililerce yapılan açıklamalar ise inandırıcı değil, nerdeyse ‘olağan bunlar, ne feryat figan ediyorsunuz’ niteliğinde! Doğu, güney doğudan gelen şehit haberleri derken, Afyon’da ki TSK’nın mühimmat deposunda ki patlama sonucu 25 askerimizin şehit haberi yüreklerimize ateş düşürdü. Bu bir facia! Korkunç! Ulusal Kurtuluş savaşında önemli bir yeri olan Afyonkarahisar bugün kan gölüne döndü. Bu patlama şüphelerle dolu! Hele hele şehitlerimizin tane olarak anılması ne kadar incitici değil mi? Günlük sorunlarını unutan insanlar kaygı ve endişe içinde. Arap baharının sonucu sanki ülkemizin üzerinde estirilmeye başlandı ve bilerek psikolojik savaşla halkın umutlarının yitirilmesi isteniyor! Hiç değinmeyelim! Ülkenin ekonomik durumuna. Değinmeyelim! Vatandaşın geçim derdine. Değinmeyelim, Lozan’da yapılamayanın bu gün savaşsız bir şekilde ülkemiz topraklarının bir bir yabancılara nasıl peşkeş çekildiğine! Olmayan Kürt sorunu ve demokratik...

KÜRT ŞOVENİZMİ

Ülkemizde arka arkaya acı kayıplar yaşanırken, siyasi irade olarak bilinen yetkililerin açıklamaları tamamen insanı rencide edici ve hırpalayıcı! Vatandaş adeta şok edilmiş vaziyette ölümleri nerdeyse kanıksamış durumda! Ateş düştüğü yeri yakıyor ve ağıtlardan başka yapacağı bir şey yok ailelerin. 2010 yılında Irak’ta Kürt devleti kurulmasının ardından PKK, Kürt açılımı sayesinde 30 yıllık ihanet tarihinin en güçlü anlarını yaşıyor. Suriye ile olan sorun da bunları tetikler vaziyette! PKK’nın yaptığı eylemler, açıkça ülkede güven bunalımı yaratarak halk arasında infial yaratmaktır. PKK’nın uzantısı olan BDP kendi hedef ve amaçlarını gerçekleştirmek için Türkiye’de bir iç savaş ortamı yaratmaya çalışmaktadır. BDP’li vekillerin teröristlerle sarmaş dolaş objektiflere poz vermeleri açıkça terör örgütü’ne destek verdiklerini göstermektedir ki ‘biz başarıya doğru gidiyoruz’ niteliğindedir. Bu hareket Kürt şovenizmi değil de nedir? Şovenizm, herhangi bir şeye olan aşırı, nedenli veya...

KÜRT ŞOVENİZMİ!

Ülkemizde arka arkaya acı kayıplar yaşanırken, siyasi irade olarak bilinen yetkililerin açıklamaları tamamen insanı rencide edici ve hırpalayıcı! Vatandaş adeta şok edilmiş vaziyette ölümleri nerdeyse kanıksamış durumda! Ateş düştüğü yeri yakıyor ve ağıtlardan başka yapacağı bir şey yok ailelerin. 2010 yılında Irak’ta Kürt devleti kurulmasının ardından PKK, Kürt açılımı sayesinde 30 yıllık ihanet tarihinin en güçlü anlarını yaşıyor. Suriye ile olan sorun da bunları tetikler vaziyette! PKK’nın yaptığı eylemler, açıkça ülkede güven bunalımı yaratarak halk arasında infial yaratmaktır. PKK’nın uzantısı olan BDP kendi hedef ve amaçlarını gerçekleştirmek için Türkiye’de bir iç savaş ortamı yaratmaya çalışmaktadır. BDP’li vekillerin teröristlerle sarmaş dolaş objektiflere poz vermeleri açıkça terör örgütü’ne destek verdiklerini göstermektedir ki ‘biz başarıya doğru gidiyoruz’ niteliğindedir. Bu hareket Kürt şovenizmi değil de nedir? Şovenizm, herhangi bir şeye olan aşırı, nedenli veya ned...

Yok öyle bir şey!

Ülkemizde neler oluyor hep bunu soruyoruz? Gündem hızla değişiyor ve bizlerde olup biteni takip de zorlanıyoruz. Balık hafızalı demeyelim de olanları çok çabuk unutma gibi bir özelliğimiz var diyelim! Suç kimin? Bizlerin mi, yoksa gündemi meşgul edenlerin mi? Her neyse öyle veya böyle günler geçip gidiyor. Kimi olanlara tepki veriyoruz, kimisini de öyle doğal karşılıyoruz ki bazen şaşırmamak elde değil? Bir bir şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor, feryatlar dağları deliyor, rutin taziyeler ve söylemlerin sonunda ateş düştüğü yeri yakıyor! Vatan uğruna kara toprağa düşmüş gencecik insanların hayat hikayeleri ise yürekleri dağlıyor! Yaşamakla yaşamamak arasında olan bu yaşamların arkasında bırakılan sadece yoksulluk ve ölüm! Minnet duyulması gerekirken, en yetkili ağızdan ‘3-5 Mehmet öldü’ diye çok basite indirgenmesi ise hakikaten akıllara ziyan değil de nedir sizce? Hem ölüm basitleştirilecek, hem de yaşamlarının baharında vatanı için gözünü kırpmayan Mehmetçiklerimiz nerede...
Sizlerle değerli bir üstadımızın makalesini paylaşmak istiyorum: KARAR VERİCİLER SAVAŞI VE TÜRKİYE Londra, Washington, Brüksel, Vatikan, Paris, Moskova, Pekin, Telaviv, Riyad, bölgesel ve küresel karar vericilerin merkezleridir. Türkiye; karar vericilerin bölgesel satranç oyununda alandır. Türkiye; demokrasi oyunuyla, siyasi, ekonomik, kültürel, askeri işgal altındadır. Türkiye; İngiliz Milletler Topluluğu’nun (Commonwealth) tek gizli üyesi olarak ipoteklidir. Türkiye; ABD’nin ise vesayeti altında gizli eyaleti statüsündedir. ABD-İngiltere şer ülkeleri; Türkiye’ye eş başkanlık görevinin gereğini yaptırtıyorlar. Hayali Osmanlı federal cumhuriyetine odaklatılan siyasi kadrolar, devleti çözerken, milleti ayrıştırıyorlar ancak farkında değiller. Benden sonra tufan diyorlar. Kim dur diyecek? Direnç sistemi kırılan ülkede; casus hücreleri yerleşmiştir. Tehlike olarak görülenlere yönelik algılama kodları değiştirilmiştir. Halktan yana görülen düşman hücreler, engelleme ile karşıla...