Ana içeriğe atla

Nedir aslında bu LPG

Çok uzun zamandır hayatımızda olsa da çok yol katediliğini görmezden gelerek halen tehlikeli ve 2. sınıf bir yakıtmış gibi duruyor. Artısı, eksisi şöyle bir göz önüne sereyim dedim şu liquid petrol gasoline işini;

benzine göre avantaj ve dezavantajları ise şöyle sıralanabilir;

dezavantajları-olumsuzlukları:

*benzinin yanma ısısı daha yüksek olduğundan, 1 depo benzinle yaptığınız kilometreyi 1 depo lpg ile yapamazsınız. 50-100 km(kullanıma göre değişir) daha az kilometre yapar.

*enjeksiyonlu arabanızı lpg'ye çevirdiğinizde, arabanız artık karbüratörlü hale gelmiştir, bu da daha fazla gürültü, daha fazla yakıt sarfiyatı, daha fazla çevre kirliliği demektir(çiğ yakıt atma atraksiyonu)-(katalitik konvertörün iptali)

*ithal otomobillerin bir çoğunda bulunan 400-500 bin km motor ömrünü 300-400bin km'ye çekmiş olursunuz.

*arabanın içine sızabilen benzin kokusu, keskin, ayıltıcı ve uyarıcı olduğu halde, lpg kokusu bayıltıcı ve uyku getiricidir, özellikle uzun yolda ekstra dikkat etmeniz gereken mevzu haline gelir.

*yerli parçalarla dönüşüm yaptırmak bu yukardaki dezavantajların olumsuzluk katsayısını artıracaktır.

*yine yanma ısısıyla alakalı, lpg'li araçlarda ortlama 5-10 hp güç kaybı her tür araçta gözlenmiştir. bu da uzun yolda açık olan klima ile eşdeğer bir kayıptır.

avantajları-olumlu yönleri-tavsiyeler:

*aracınız ne olursa olsun ortalama %45-50 yakıt tasarrufu sağlar. aracınız daha az yakmaz ama litre fiyatından kazanırsınız. bir depo yakıtta kazanılan tasarruf, 60lt baz alındığında ortalama fiyatla 60-65 milyon civarıdır. ve bu kazanç sadece bir depoda kazandığınızdır. hemen kısa bir hesap yapalım; ayda ortalama 3 depo benzin harcayan biri > 65 milyon*3=195 milyon lira tasarruf etmiş olur. yılda > 195 milyon*12= 2 milyar 340 milyon eder.
aracınızı kullandığınız yıla göre de hesaplandığında, milyarlarca lira cebinizde kalmış olur. bu da belli bir yıl ya da kilometre sonunda (avrupada yapılan testlerde lpg li renault clio otomobilin 400.000 km masrafsız gittiğini göstermiştir ama bu her marka ve modelde aynı uyumu sağlayacak anlamına gelmemelidir.) aracınızda oluşacak ciddi de olsa problemin çözümü için gerekli parayı çıkarttığı anlamına gelmektedir. yani yılda 2 milyar 340 milyon kira veridğinizi düşünürseniz bu parayı sadece aracınızın yakıtından çıkartabilirsiniz. kişisel olarak başka hiçbir tasarruf bu parayı çıkartmayacaktır(sigarayı bırakmak dahil).

*ilk çıktığı dönemlerde sıkça karşılaşılan güvenlik problemleri, artık daha kaliteli parça kullanımı ve dönüşüm hizmetleriyle aşılmış benzinden bile daha güvenli bir yakıt sistemine dönüşmüştür. göztepe mavi çarşı patlamasındaki görüntüleri hatırlayanlar, paramparça olmuş araçların bir kısmının lpg tanklarının, aynı bir kara kutu gibi hiç deforme olmadan aynen durduklarını hatırlayacaklardır. ancak bu güvenli sistem, kimi araç sahiplerinin yaptırdığı ucuz sistemlerle olmamaktadır.

*lpg dönüşüm sistemini kabaca birkaç bölüme ayırırsak;
-karbüratörlü araçlar için daha ucuz maliyetli sistemler (yaklaşık 200-350 milyon arasında değişmektedir- yerli parçalar kullanılmaktadır, garantisi yoktur, aracın problem çıkartma ihtimali yüksektir.)
-enjeksiyonlu araçlar için biraz daha kaliteli sistemler (400-650 milyon arasında değişmektedir.)
-enjeksiyonlu araçlar için tam güvenli sistemler (1000-2000 euro arasında değişmektedir-ki aracınızı sıfır kilometrede yeni aldıysanız bu tavsiye edilir. aracınız lpg den sonra bile enjeksiyon ve katalitik konvertör sistemini koruyacaktır, bu da yukarda belirtilen %45-50 tasarruf oranını 50-55 lere çekecektir.) bunlara sıralı sistem de denir. ekstra enjeksiyon beyni takılır aracınıza. zavoli markasının alize, landi renzo markasının da omegas modeli bu enjeksiyonlu araçlar içindir. ikisi de italyan olup, lpg işinde en iyisidirler.

*eskiden kullanılan lpg sistemlerinde araç lpg de çalıştırıldığından, motor soğukken bir hayli zarar görmekte idi. fakat şimdi kullanılan sistemlerde araçlar, otomatik olarak benzinde çalışmakta, 3000 deviri geçtikten sonra otomatik olarak lpg ye geçmektedir. bu da motor aşınmasını etkilememektedir. hatta sıralı sistemlerde aracın motoru belli bir sıcaklığa gelmeden sistem lpg'ye geçmemektedir.

*mutlaka ve mutlaka arka tampon altından dolum sistemi taktırılmalıdır. lpg tankı dolduktan sonra, çekilen pompadan, az da olsa gaz dışarı püskürtülmektedir. bu gazın aracınızın bagajına dolmaması için dolum tertibatının aracın dışında olmasında fayda vardır.

*hava kirliği için, lpg'nin benzinden daha sağlıklı olması da toplumumuzca az bilinen bir konudur. yeni model enjesiyonlu araçlar için kullanılan çok pahalı sistemleri, sadece ve sadece çevreye verdiği az zarardan dolayı ingiliz kraliyet sarayının makam otomobillerinde kullanıldığını söylemekte fayda vardır. (biraz araştırma ile bu gerçeğe ulaşabilirsiniz)

*tank sistemlerine gelince; 30 lt'lik simit, 40, 60, 70 ve 110 lt'lik tanklar kullanılmaktadır. simit tanklar, aracın stepne yuvasına takıldığından, bagajdan tasarruf gibi gözükse de iskartaya çıkacak olan stepneniz bagajınızda daha fazla problem yaratacaktır. bu yüzden simit tankı önermem. 70lt lik tanklarda aracın fabrika çıkış ağırlık dizaynını değiştireceğinden orjinal büyüklükteki 40 ve 60lt'lik tanklar daha sağlıklı bir kullanım yaratacaktır. ancak kullanacağınız her depoda %10 güvenlik boşluğu kalacağından (sistem bu boşluğu kendi bırakır otomatik olarak) tabanca atınca, pompacının aracı sallayarak ekstra tankı doldurma çabasını şiddetle kınayınız. gerekirse-ki gerekiyor- o esnada eğilmiş olan pompacıya tekmek atınız. çünkü tanka daha fazla yakıt almak sakıncalı olduğu gibi takın şamandırasına da zarar verir.

benzin dışında dizel motorla kıyaslayacak olursak;
ford fiesta, renault clio, citroen c3 sınfıfındaki dizel araçlar hariç orta ve üst sınıftaki tüm dizel araçlardan daha ekonomiktir lpg li araçlar. x marka dizel aracın (orta sınıf) 34 milyar olduğunu varsayalım. aynı aracın benzinlisini de 30 milyar civarına almak mümkün olsun. aracı alırken fazladan vereceğiniz 4-5 milyarı kaydedelim.
kmde'de şehiriçinde dizel 5.5 (ki bu ancak alt sınıf araçlarda erişebileceğiniz bir rakamdır ben yine de az vereyim) benzinde de 8-9-10 lt yaksın 100 km'de
yani aracınız basit bir hesapla ; 5,5/100 x 2,5 (mazot litre fiyatı) 138 binlira yakar km'de. (bu rakamın aslında hiçbir orta sınıf dizelde yakamazsınız. en az 160-170 binlira yakacaklardır)
benzilide ise aynı araç; 8/100 x 2,9 (benzin lt fiyatı) = 232 binlira yakacaktır.
aynı aracı lpg'ye çevirdiğimizde; 8/100 x 1,5 (lpg litre fiyatı) = 120 bin lira ile hem benzin hem dizelden daha ucuz olduğunu göreceksiniz.
ayda ortalama 2 depo mazot harcayan bir kullanıcı düşünelim.
ve mazot tankı da 60 lt olsun.
o halde; 60 x 2,5 ten = 150 ytl (bir depo fiyatı) ayda 2 depodan 150 x 2= 300 ytl sadece mazota para versin.
aynı litreyi bir de lpg ile alalım.
60 x 1,5 =90 ytl 90 x 2 = 180 ytl (aradaki km farkını da eklersek kabaca) düz 200 diyelim.
ayda 2 depodan yılda = 3.600 ytl mazota vereceksiniz.
lpg'de 2.400 ytl eder. aradaki fark 1.200 ytl. başta ödediğiniz 4-5.000 ytl yi de eklerseniz zararınız 2. yılda 10.000 ytl yi geçer. yaptığınız km size kar olarak dönmez. çünkü dizel aracı alırken ödediğiniz fazla para ilk yıl kendini amorti bile etmez.

aracını, fabrikadan çıktığı haliyle elinde tutamayan toplumlarda daha sıkça kullanılan bir sistem gibi gözükse de, büyük petrol şirketlerinin(artık onlar da lpg pompası getirdiler o ayrı mevzu) baskısıyla-az gelişmiş ülkelerde devleti sermaye grupları yönetir- lpg muayene, bakım ve vergi fiyatları artırılsa da, lüks otomobil kullanıcıları tarafından gaz kuyruğunda beklemek aşağılayıcıymış gibi dursa da, bazı otoparklarda 2. sınıf vatandaş muamelesi görse de, sağladığı kazanç düşünüldüğünde hiç de göz ardı edilmemesi gereken bir yakıt sistemidir. haa ferrari'nize taktırmazsınız o ayrı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...