Ana içeriğe atla

Demokratik Açılımın Başarılı Olabilmesi İçin Taraflara Düşen Görevler

İbrahim ALİN
ibrahimalin@gmail.com

Çok yoğun gündemlerin yaşandığı bugünlerde konular arasında seçim yapmak zor olsa da Demokratik Açılım konusunda bir şeyler yazmanın daha doğru olacağını düşündüm. Çünkü Demokratik açılım adı verilen sürecin Türkiye'nin ileriye yönelik önemli bir dönüm noktası olacağı mülahazası taşımaktayım. Bunun nedenlerine konu hakkındaki önceki yazılarımızda kısmen değindiğim için üzerinde tekrar durmuyorum.

Sadece Demokratik açılım değil ülkemizin genel menfaatini ilgilendiren herhangi bir konunun başarılı olabilmesi için değişik kurum ve kuruluşların ortak hareket etmesi iyi olurdu. Ancak günlük hayatta bu çok nadir görülebilen belki de görülemeyen bir durum maalesef. Bende, özellikle siyasiler rakiplerinin fikirlerini daha dinlemeden, fikrin neleri içerdiğini bilmeden en baştan olumsuz olarak değerlendiriyor izlenimi uyandırmaktadır. Hatta o kadar ki; aynı siyasi yaklaşıma sahip bir parti geçmişte hazırladığı rapora paralel bir açılım için söylenmedik laf bırakmayabilmektedir.

Ülkemizin geleceği adına önemli bir hamle olan Demokratik açılım konusunda ilgili taraflar bazı noktalarda samimi davranır ve gerekli duyarlılığı gösterirlerse bu sürecin daha kolay ve başarılı şekilde geçileceğine inanıyorum.

Öncelikle AK Parti; bundan sonra da toplumun değişik kesimlerini (gazeteciler, sivil toplum kuruluşları vb) açılım sürecine katkıda bulunmaya davet etmelidir. CHP, MHP ve şimdi de DP'nin buna engel olacağını bilse de buna devam etmeli ve kapıları kapamamalıdır. Açılımın sınırlarının ne olup ne olmadığı, neleri ihtiva ettiği daha net ortaya konarak toplumun kafasındaki soru işaretleri giderilmelidir. Aksi halde bu soru işaretleri birileri tarafından kendi lehlerine kullanılabilmektedir.

Açılımın kırmızı çizgilerinin neler olduğu değişik zaman ve platformlarda hükümet tarafından dile getirildi ancak bunlar üzerinde daha çok durulmalı ve bu konuda insanların şüphesi kalmamalıdır. Ülkemiz, yaklaşık çeyrek yüzyıldır terör belası yüzünden çok acı çekti şehit verdi, gazilerimiz oldu. Dolayısıyla atılacak adımlarda (teslim olan PKK'lıların karşılanma töreninde olduğu gibi) bu hassasiyet göz ardı edilmemelidir.

Muhalefet partileri; açılım sürecini sadece politika ve oy devşirme meselesi olarak görmemeliler. Açılım sürecindeki Türkiye'yi dar bir köprüden karşıya geçmeye çalışan bir bisikletliye benzetiyorum, hükümette bisikletin sürücüsü. Bu durumdaki birisine taş atmak, dengesini bozmaya çalışmak en azından mertliğe sığmaz diye düşünüyorum.

Muhalefet partileri arasında en büyük sorumluluklardan birisi de açılıma destek verdiğini söyleyen DTP'ye düşmektedir. DTP açılım sürecinde devlet tarafından gösterilen toleransı kendinin elde ettiği zafermiş gibi lanse etmemelidir.

Şehit ve gazi aileleri bu konuda çok hassaslar ve bu da çok normal. Dolayısıyla muhalefet partilerinin şehit ve gazi yakınlarının bu duygularını oy malzemesi olarak görmeleri çok kolaycılığa kaçmak anlamına gelir.

Şehit yakınları ve gazilerimizin de yapılacak yanlışlara karşı tepkilerini ortaya koymaları en büyük haklarındandır. Ancak işin aslını öğrenmeden her örgüt, kurum ve kuruluşun yaptıkları protestolarda yer alarak başkalarına bu acılarını kullandırmamaları gerekmektedir. Unutmasınlar ki; bu açılımın en büyük beklentilerinden birisi başka şehit ve gazilerin olmamasıdır.







MSN Spaces ile web günlüğünüze doğrudan e-posta gönderin. Fıkraları, fotoğrafları ve daha fazlasını karşıya yükleyin. Ücretsiz! Ücretsiz!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ

Sivil Toplum nedir? Sivil Toplumun faydaları nelerdir? vb. soruları hepimiz sormaktayız. Günümüzde yaygınlaşan, sık sık konuşulan sivil toplum nasıl olmalıdır ve bir ülkenin gelişiminde ki rolü nedir? Sivil Toplum; insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.21.yüzyılda önemli bir kavram olan sivil toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülke de demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplumun etkisi olduğu kadar da aktif vatandaşlık anlayışını da getirir. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra ...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...