Ana içeriğe atla

Suriye’ye Gitmek Lazım

Suriye'ye Gitmek Lazım

Suriye'nin önemli şehirlerinden Halep Kayseri arası karayolu ile yaklaşık 550 km. Yani Kayseri'ye İstanbul'dan daha yakın. İki ülke arasında vizelerin kalkmasından sonra gidiş gelişler daha da artmış. Gümrükte de çok fazla zaman kaybetmeden Suriye tarafına geçtik.

Cilvegözü kapısından Halep'e gidiyoruz önce. Halep yaklaşık üç milyon nüfusu ile Suriye'nin önde gelen şehirlerinden bir tanesi. Türkiye'ye yakın olması, ülkelerarası gidiş gelişlerin fazla olması ve benzer kültürel özellikleri taşıması hasebiyle çok yabancılık çekmeyeceğiniz bir yer diyebilirim. Eğer Arapça da biliyorsanız yadırgamayacağınız bir şehir. Zaman zaman Türkçe bilen insanlarla karşılaşıyorsunuz ancak birçok ülkenin aksine İngilizce yaygın olarak kullanılmıyor. Dolayısıyla Arapça bilmiyorsanız bir tercümanla dolaşmanız uygun olur.

Halepte Sabah mesaisi biraz geç başlıyor. Kaldığımız otelde sabah kahvaltısı saat sekizde başlıyordu desem mesainin başlangıcı konusunda size bir fikir vermiş olurum zannederim. Sabah 9 – 10 gibi işyerleri açılıyor veya işyeri açılsa bile işyeri sahipleri ancak bu saatlerde işyerlerine geliyor. Yıldız sayısına bakarak otelleri Türkiye'deki otellerle kıyas etmek yanlış olur. Otellerdeki donanım ve hizmet çok da iyi sayılmaz. Sabah mesaisi nasıl geç başlıyorsa akşam mesaisi de aynı şekilde geç bitiyor Halepte. Gündüzleri havanın çok sıcak olması ve insanların akşamları güneş battıktan sonra çarşı pazarı dolaşma eğilimleri bunda etkili olabilir.

Şu ana kadar gördüğüm ülke yemekleri arasında bizim yemeklere en çok benzeyen ve damak tadımıza en çok uyan yemeklerin Halep yemekleri olduğunu söyleyebilirim. İş görüşmesine gittiğimiz firmaların birçoğu yemeğe davet ettiler. Misafire yapılan ikram insanlar açısından zevk gibi algılanıyor. Ne kadar çok ikramda bulunurlarsa o kadar memnun oluyorlar. Nihayet biz de görüştüğümüz bir firmanın yemek davetine icabet ediyoruz.

Yemek için gittiğimiz yer Osmanlılar döneminde cephane olarak kullanılan ve sonradan yenilenerek lokantaya dönüştürülen bir mekan. Otantik, güzel dekore edilmiş, hoş bir yer. Yemeklerden önce gelen garnitürlerle neredeyse karnınız doyuyor. Ancak yemeklerin ardı arkası kesilmiyor. Onun için yemeğe gidecek olursanız sırada bekleyen yemeklerin olduğunu unutmayın ve ona göre gelen yemeklerden azar azar yeyin derim. Çünkü siz ne kadar yemem, yiyemem deseniz de yapılan ısrarlar sonucu saygısızlık olmasın diye gelen yemeklerin tadına bakmak zorunda kalıyorsunuz. Genelde et yemekleri ve yemekler gerçekten çok güzel. Zorla o kadar yemek yedikten sonra bizi yemeğe davet eden kişi kendilerince (!) az yemek yememizden dolayı memnun olmamışa benziyor. Kinayeli bir şekilde "sizi yemeğe davet etmekte ne var; dul bir kadın bile sizi doyurabilir" şeklinde bir deyim söylüyor.

Halep'te gezerken bizi lüks bir semte uğruyoruz. Tercümanımız burada ev fiyatlarının milyon dolarlar seviyesinde olduğunu söyleyince şaşırıyoruz. Dış görünüş itibariyle genelde işlemiş taşlarla kaplanmış 3-4 katlı güzel binalar. Caddede gezen arabalarda semtte oturanların gelir seviyeleri hakkında fikir veriyor.

Suriye Halep'ten sonra akşamüzeri Humus'a (Homs) gidiyoruz. Akşamüzeri vardığımız Humus Halepten daha küçük, daha temiz ve daha düzenli olarak buluyoruz. Ancak Şam'a devam edeceğimiz için Halid Bin Velid (RA)'nın mezarının da bulunduğu camide yatsı namazını kıldıktan sonra yolumuza devam ediyoruz.

Şam daha büyük ve diğer illere göre gelişmiş bir şehir. Osmanlılar döneminden kalma Tren İstasyonu, Hamidiye çarşısı ve bu çarşının hemen yanında bulunan Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri tarafından meşhur Hutbe-i Şamiye'nin verildiği Emeviye Camii mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Son Osmanlı Padişahı Sultan Vahdeddin Han'ın kabristanı da yine Şam da bulunmaktadır.

Eğer uzun süreli Şam'da kalmayı düşünüyorsanız sizi bir başka alternatif daha bekliyor. Günlük olarak da kiralanabilen villalar. Bizde bu villalardan birisinde geceliyoruz. Yan yana 3-4 tane villa bu şekilde hizmet veriyor. Büyük bir salonu olan, eşyaları ile birlikte mutfağı, 3-4 tane yatak odası olan, jakuzuli, bahçesinde havuzu olan güzel bir villa ancak biraz bakım istiyor. Fiyatı otel fiyatları ile hemen hemen aynı biraz daha ucuz diyebiliriz. Kalabalık olan gruplar için villa kiralamak daha uygun olabilir çünkü 7-8 kişi rahat kalabilir ve kira kişi sayısına göre ödenmiyor.

Suriye'nin gitmeye değer en önemli özelliği çok sayıda sahabe ve İslam büyüğünün kabristanlarının burada olmasından da kaynaklanıyor. İş seyahati olduğu için birçoğuna gitme imkanı bulamasak da yolumuzun üzerinde olan zamanımızın elverdiği ölçüde ziyaret edebildiğimiz bu yerlerden bazıları; Halid Bin Velid (RA), Hz Zekeriya (AS), Hz Yahya (AS), Hz Hüseyin (RA)'in mübarek başının konulduğu yer.

Bunların dışında Sn Erol Çalı'nın Timaş Yayınları (İstanbul 2007) tarafından basılan "ŞAM Medeniyetlerin Başkenti" adlı kitabında yer alan İslam gidilip görülebilecek diğer yerleri şu şekilde sıralayabiliriz; Hz Bilal-i Habeşi (RA), Abdullah İbni Ümmü Mektum (RA), Ebu Derda (RA), Cafer Bin Ebu Talib (RA), Esma Binti Umeys (RA), Dıhyetül Kelbi (RA), Adiyy İbni Hatem (RA), Muhyiddin-i Arabi Hazretleri (RA), Mevlana Halid-i Bağdadi(RA), Selahaddin Eyyubi (RA), Ömer Bin Abdül Aziz Hazretlerinin mübarek kabirleri. Ayrıca Peygamber efendimiz de 12 yaşlarında iken bir kervanla Şam'a yolculuk etmiş meşhur bulut hadisesi burada yaşanmıştır.

Yazımızı Erol Çalı Bey'in aynı kitabında neden Şam sorusuna verdiği cevaplardan bir bölümle bitirelim;  Abdullah bin Selam rivayet ediyor: "Allah, Hz. İbrahim'i, Nemrud'un ateşinden çıkardığında, Hz İbrahim, Irak'tan Şam'a hicret eder ve Şöyle der: 'Şam Hicret diyarıdır'" (Sayfa 13).

İbrahim ALİN





Hotmail: Microsoft tarafından sağlanan güvenlikle, güçlü ve Ücretsiz e-posta. Hemen edinin.

Hotmail: Ücretsiz, güvenilir ve zengin e-posta servisi. Hemen edinin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...