Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bastığın yerleri toprak deyip geçme tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı!

Hani bazı olaylar vardır iz bırakır ve sarsılırsınız. Belki başkaları için yıkıcı değildir ama sizin içinizde fırtınalar estirir ve isyan edecek hale getirir. İşte son yaşananlar tam bu düzeyde. Türkiye’de vefasızlık, değeri bilinmeden insanı kahreden ilgisizliğin ardında ihanet! Bunları söylerken; Ülkenin dört bir tarafı işgal edilmiş, içerden hainlerden destek bulmuş Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden bağımsızlık mücadelesiyle Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulmuştur. Padişahlıktan Cumhuriyete, Şeri hukuktan Medeni hukuka, kulluktan vatandaşlığa, kadının toplumda yer almasını sağlayacak seçme ve seçilme hakkı tanınması en büyük hak değil de nedir sizce? Türkiye Cumhuriyeti devletinin her türlü imkanlarından yararlanılarak intikam alınırcasına olan bu hareketleri içime sindiremiyorum! Her şey yavaş yavaş, alıştıra alıştıra ortaya atılıyor ve arkasından uygulamaya geçiliyor. Şehit kanı dursun, analar ağlamasın derken, bir hain, bir terörist, bir caniden nasıl medet be...

AKİLLER HEYETİ

Devlet erkanı bu işin içinden çıkamayınca ‘Akil Adamlar’ adını verdikleri akiller grubu oluşturuldu. Ve şimdi ülkemizde akil olanlar, akil olmayanlar diye ikiye ayrıldı. Hukukçuları olmayan bu komisyonda; Sanatçısından gazetecisine, eski solcusundan, liboşundan, sağcısına,   Atatürk’e alerjisi olanından yetmez ama evetçisine, ülkemizi bölmek isteyen teröristinden yandaşına, bayrağımızdan rahatsız olanından, bir adet profesörüne kadar kimler yok ki! Ülkenin hakkında karar verecek 63 kişi! Demek ki, seçip gönderdiklerimizin aklı yetmemiş olacak ki akıllılardan oluşan bu heyeti kurmayı düşünmüşler! Eh ne diyelim hayırlı olsun! Bu komisyona umut bağlayanlar ülke yararına olumlu kararlar çıkmasını beklemesin. Çünkü bu grubunun birçoğu tarafı belli olan, bir kısmı da işin içinde olmak için olanlar. Bu zatı muhteremler ülkemizin dört bir yanına gidip çözüm sürecini, yeni anayasayı başkanlık sistemini allayıp, pullayıp anlatacaklar. Karşı çıkanları belki de ülke menfaatini düş...

YOK ÖYLE YAĞMA!

Görünen o ki artık bu iş çığrından çıkmış! Koskoca devlet ile bir avuç terörist dalga geçercesine ellerinde bulunan vatandaşlarımızı şovla teslim etti. Dik duruşlarıyla Türk Milletinin ne kadar asil bir millet olduğunu gösteren kahramanlarımızın evlerine dönmeleri elbette herkesi mutlu etti etmesine de görünen bu tabloyla olmamalıydı! Bu tablo gösteriyor ki; kahraman Türk Ordusu itibarsızlaştırılarak Milli Üniter   devletimiz PKK ile barış ve demokratikleşme adı altında tasfiye ile karşı karşıya! Elebaşının İmralı tutanaklarında adeta tehdit edercesine "barış süreci başarıya ulaşmalıdır, diğer seçeneğin, 50 bin Kürt isyancının Türk devletine karşı sonu getirecek savaşı büyüttükleri 'savaş ve kaos' ortamı olacak" şeklindeki sözleri adeta Türkiye Cumhuriyeti Devletini bilinmez bir sürece doğru götürüyor! Ne kadar acıdır ki!, İmralı’da yatan terörist süreci yönlendiriyor! Kimse kimseyi kandırmasın, ok yaydan çıkmış ve bilinçli yürütülen demokratikleş...

Aman Allah’ım akıllara ziyan!

Kandil ve İmralı arasında mektuplar havada uçuşurken sonunda vatanı bölmek ve parçalamak isteyenler masaya oturdu! Binlerce dökülen kanların hesabı sorulacağı yerde gazetelerde, televizyonlar da eli kanlı katiller ve onların yandaşları galibiyet kazanmış gibi boy gösteriyorlar. Bütün bunlar yetmezmiş gibi; Değerli Ordu Komutanları, Ünv. Hocaları, ilim ve bilim adamları, aydınlar bir bir içeride tutulurken KCK hükümlülerine tahliye yolu açan 4. Yargı paketi meclise sunuldu. Acaba, bu tasarıdan İmralı’da yatan hainde yararlanacak mı? Unutuldu şehitler, saygı duyulmadı, acıları yaşatılmadı şehit ailelerine! Bazen bunların fotoğrafları neden yayınlanıyor diye kızıyorum kızmasına da, bunlar yayınlanmasa da kapalı kapılar ardında nelerin döndüğü nerden bilinecek diyorum. İmralı tutanaklarının yayınlanması demokratik sürece darbe olarak nitelense de kamuoyu ile paylaşılması halkın doğruları öğrenme hakkının olduğu düşünülürse oldukça doğru bir davranış ve gazetecilik ör...

TÜRKİYE HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR.

Son yıllarda akıl almaz olaylara şahit oluyoruz ki kim hain, kim kahraman bilinemez oldu ve her şey birbirine karıştı. Günlerdir İmralı’ya kim gidecek konusu üzerinde konuşuldu ve sonunda 3 kişi gitti ve dönüş sonrası kahraman edasıyla açıklamaların daha sonra yapılacağı söylendi. Eh bizlerde rahatladık birazcık da olsa! Çünkü bizim için olmazsa olmaz olan İmralı’da yatan katilin dudaklarından dökülen cümlelere ihtiyacımız vardı ve zatı muhteremin ‘TC. ile pazarlıklar iyi gidiyor’ cümleleri ile Ülke demokratikleşecek, onun sayesinde terör bitecek! İmralı canavarına haksızlık yapıldığı izlenimi verilircesine kahraman vatanın her bir karış toprağını savunmuş olan kahramanlar hain damgasıyla zindanlarda acı hikayeleri ile baş başalar! Peki,   kolunu, bacağını, gözünü ve hayatını kaybetmiş olan Mehmetçiklerimizin vebali kimin üzerine olacak bana söylermisiniz? Sefalet içinde, yoklukla mücadele eden kahramanlarımız unutularak çok yakında Apo’ya sırça saraylar içinde lüks ...

BİR SÜRÜ KELİME OYUNU!

Bir sürü kelime oyunu. Analar ağlamasın derken maalesef Türk Ulusu’nun anası ağlatılıyor! İmralı’da terörist başı ile görüşme ve onun rahatının sağlanması için yapılan çalışmalar ve medya’da kimi aydın denilen kişilerin barış için PKK ile uzlaşmaktan başka çıkar yolun olmadığının tartışılması PKK’ya prim vermek değil de nedir? Bütün bu pazarlıklarla Büyük Ortadoğu projesi kapsamında ‘bağımsız Kürdistan’ın kurulması için her yol deneniyor. Sanki Kürdistan kurulmuşcasına geçenlerde Fransa’da öldürülen 3 kadın teröriste kahramanlara layık cenaze töreni yapıldı ve Türk devleti orada yok sayıldı! Türkiye Cumhuriyetini oluşturan unsurlar bir bir yok ediliyor.Yani, Türkiye Cumhuriyetini bertaraf etmek için dört bir koldan çalışmalar sürüyor. Yeni anayasa da etnik kimlik olarak görülen “Türk Milleti ve Türklük” kavramları antidemokratik olarak görüldüğü için çıkarılması planlanıyor. Anayasa’nın 66.maddesinde” Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür ”bu madded...

Ah benim Türkiye’m!Vah benim Ulusum!

Türklük neredeyse utanılacak bir hale geldi. Irkçılıkla suçlanan Güler, sinsice planlar doğrultusunda sürdürülen bir gerçeği ortaya koydu ki linç edilecekti. Ulus kavramı algılanmadan yıllardır Kürt vatandaşlarımız kullanılarak Kürt sorunu adı altında Kürt Milliyetçiliği ile Türk vatandaşlığı yok edilmeye çalışıldı. Türkiye’de olmayan Kürt sorunu şimdi Türk-Kürt sorunu haline geldi. Demokrasi adı altında dış odakların desteğiyle Türk Ulusu tarihten silinmeye çalışılıyor! Mustafa Kemal ATATÜRK ‘Ne Mutlu Türküm diyene’ sözü ile bir ırkı değil, bir Ulus olma özelliğini vurgulamış olup, aksisi olsaydı ‘Ne mutlu Türk olana’ derdi. Lütfen ince nüanslara dikkat edelim! Kelime oyunları ile ırkçılık yapılmasın. Kırk yıl düşünsem Türklüğün bu kadar ayaklar altına alınacağı aklıma gelmezdi. Yıllarca‘dünya halklarının kardeşliğini’ ve ‘Türk-Kürt kardeştir, ayrıştıran kalleştir’ düsturuyla   savunurken, ne görelim kardeşi kardeşe kırdırmaya birileri ant içmiş! Ah benim Türkiye’m!...