Ana içeriğe atla

SORUNUMUZ AÇILIM MI?

Türkiye’nin bugünkü durumu çıkmaz ve tehlikeli bir yol almaya başladı. Bir tarafta açılımlar, bir tarafta yoksulluk, bir tarafta yozlaşmaya başlayan değerler… Gündemin hızına erişilemiyor. Açılım ve demokratikleşme diye bir yol tutturmuşuz ve bunun peşinde koşup duruyoruz. Neyi ne kadar biliyoruz. Bunlarla uğraşırken acaba Türkiye’nin en önemli sorunlarından olan Türkiye ekonomisini hiç merak ediyormuyuz? İhracatın düştüğünü, yatırımların durduğunu, işten çıkarmaların hızlandığını,vatandaşın alım gücünün azaldığını kaçımız biliyoruz.Türkiye tarımı ne durumda, çiftçinin, üreticinin sorunları nelerdir? İşsizlik rakamları açıklanırken kaçımız ciddi bir şekilde dinliyoruz. Maalesef birilerini kriz teğet geçerken yoksullukla uğraşan halkımız birilerinin hamuduyla götürdüklerinin bile farkında değiller. Kaldı ki açılım nedir? sorusuna cevap arayacaklar… Aslında bizim sorunumuz açılım ve demokratikleşme olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Dünya küreselleşme yaşarken, doğanın tahrip edilmesiyle birlikte emperyalist ülkelerin kaynakları azalmakta ve kendilerine yeni yeni kaynaklar aramaktadırlar. Bu da ekonomisi gelişmemiş, kaynakça zengin olan ülkeleri cazip hale getirmektedir. Ya direk saldırılmakta ya da çeşitli oyunlarla iç huzursuzluğa doğru itilmektedir. Orta doğu bugün kan gölüne çevrilmiş ve içler acısı bir durumdadır. Köprü vazifesini gören dört tarafı denizlerle çevrili ve doğa kaynakları zengin olan ülkemiz bazılarının iştahını kabartmaktadır. Empertalist güçlere karşı bir ders veren bu ulus nasıl yok edilir projesi üretilmektedir. Yıllarca iç içe yaşamış ve hiçbir şekilde ayrıştırılmamış kimlikler ayrıştırılmaya çalışılmakta ve hepimiz bir dipsiz kuyuya çekilmekteyiz. Bölge halkı da oynanan oyunun farkında değiller. Doğu ve güneydoğunun esas sorunu feodalitedir. Birileri Kürt vatandaşlarımızı rant kapısı görmektedirler. Kürt hakkı diyenler acaba Türkiye Cumhuriyetinde istedikleri yerlerde(mecliste, bürokrasi de ve her alanda) olmadılar mı? Ha! Hizmetin eksik olduğunu, yoksulluğun giderilmesi gerektiğini söyleyin o zaman biz de sizinle demokratik haklarımız diyelim. Yok kardeşim demokratik hak sadece bir tarafa olmaz, sizler hak derken diğer tarafın da haklarını çiğnediğinizin farkında değilsiniz. Bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin aynı haklara sahip olduğunu çok iyi biliyorsunuz ama içinizde ki birilerinin işine gelmiyor. Bunların amacı ülkemizi hem bölmek, hem de sömürge haline getirmektir. Zengin kaynakları kullanılmayan ülkemiz zamanla dışarı bağımlı hale gelecektir. Üretmeyen bir ülke ekonomisinin çökmesi bağımsızlığını kaybetmesi demektir. Yok kardeşim yok birilerinin sizin üzerinizden rant sağladığının farkında değilsiniz. İşsizlik ve gelişmemişlik sadece doğu ve güney doğuya mahsus bir sorun değil. Bu ülkemizin ve hepimizin sorunudur. Sanayinin durması, tarımın ve hayvancılığın yok olması hepimizin sorunudur. Eğitimsizlik, yoksulluk ve yoksunluk hepimizin sorunudur. Bunlar çözülürse zaten demokratik açılımı gerçekleştirmiş oluruz. Etnik ayrımcılık kendiliğinden ortadan kalkar ve işbirlikçiler, rantçılar amaçlarına ulaşamazlar.

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” sözü etnik kimliklerin ötesinde herkesi kucaklayan, bütünleştiricidir.

Ulu Önderimiz ATATÜRK’ün, “Türk milletini oluşturan bireylerin kökenleri ne olursa olsun, devlet yönünden tartışmasız eşitliğini, birlikte yaşama arzusunu, Türkiye Cumhuriyetinin üniter yapısına ve toprak bütünlüğüne sahip çıkılma bilincini içeren çağdaş bir olgu” olduğunu vurgulayan bu sözlerini hatırlatmak isterim.

Anayasamız da Türk milleti ve Türklük kavramları etnik baz da değil, kucaklayıcı, temsili anlamda yer almıştır.

Anayasamızın 3’üncü maddesine göre ,“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür”.

04.10.2009

Nermin AYDINLI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...

TEK MİLLET İKİ DEVLET

TEK MİLLET İKİ DEVLET “Tek Millet, İki Devlet” bu söz; 30 Ağustos 1991 yılında SSCB çöküşü ile bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Devletinin, 1992-1993 yılları arasında ki Devlet Başkan Ebulfez ELÇİBEY tarafından, o zaman Azerbaycan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına söylenmiştir. Ebulfez ELÇİBEY “ iki kardeşin yan yana, ayrı ayrı devletler kurduğu nerede görülmüştür. Azerbaycan ve Türkiye olarak en kısa zamanda birleşmeliyiz.” ve “ Biz bir millet iki devletiz” diyerek ülkeler arasındaki bağı bu sözlerle anlatmışlardır. Şu son zamanlarda Ermenistan sınır problemi, iki kardeş ülke arasında ayrılığa yol açsa da, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının açıklamasıyla her şey eski seyrine dönmüştür. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar, sitemler olsa da iki kardeş ülke birbirinden asla vazgeçemez. Çünkü biz tek milletiz. Kavga eden iki kişi birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediği gibi, kavga etmeyen iki kişide birbirlerini çok sevdiği anlamına gelmez. Bağımsızlıklar...