Ana içeriğe atla

Türkiye-Ermenistan Arasındaki Sorunlar Konuşmadan Çözülebilir Mi ?

Türkiye-Ermenistan Arasındaki Sorunlar Konuşmadan Çözülebilir Mi ?

İbrahim ALİN

Dış Ticaret Uzmanı
ibrahimalin@hotmail.com
 
Türkiye özellikle AK Parti ile birlikte alışık olmadığımız şekilde dış politikada adımlar atmaktadır. Hiç şüphesiz bu adımlardan birisi de Ermenistan ile imzalanan protokoldür. Karşılıklı imzalanan protokoller her iki ülkenin meclislerinin de onaylaması halinde yürürlüğe girecek ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır açılacak.

Tabii söz konusu Ermenistan olunca olay sadece sınır kapısının açılması olarak düşünülemez ve düşünülmemelidir de. Ermeni diasporasının yürüttüğü soykırım kampanyaları, tarihte yaşanan olaylar, Karabağ meselesi, Azerbaycan ve hatta Rusya ile olan ilişkilerimizin durumunu da değerlendirmek gerekmektedir.

Ermenistanla yaşanan süreçten dolayı özellikle Azerbaycanla olan tarihi yakınlığımız ve dil, din, ırk vb ortak noktalarımızın çokluğu nedeni ile ilişkilerimizin bozulmasını istemeyiz. Bu nedenden dolayıdır ki; son zamanlarda Türkiye ve Ermenistan arasında devam eden görüşmeler konusunda Azerbaycanla yaşanan yoğun diplomatik hareketlilik de bunu doğrulamaktadır. Kaldı ki Sn Başbakan Karabağ sorununda ilerleme kaydedilmeden Türkiye-Ermenistan sınırının açılmayacağı yönündeki açıklamayı bizzat kendisi dile getirmiştir. Bununla birlikte Azerbaycanın da Türkiye ile olan ilişkilerini bozmak istemeyeceğini düşünüyoruz.

Konuya bir de Ermenistan cephesi açısından bakacak olursak; aslında Ermeni diasporası da imzalanan bu protokolden çok da hoşnut olmuşa benzemiyor. Çünkü bu protokolden sonra Türkiye ve Ermenistan soykırım iddialarını konuşabilecekler. Şimdiye kadar özellikle Ermeni diasporası tek taraflı olarak özellikle Fransa ve ABD gibi ülkelerde soykırım iddialarını dile getiriyor ve bu yönde de etkili bir propaganda yapıyorlardı. İkinci olarak da Karabağ meselesi dünya gündemine duyurulmuş oldu. Dolayısıyla Ermeni yöneticilerin de imzalanan protokol ve gelişmeler konusunda statükodan yana kesimler tarafından eleştirildiklerini ve çok da rahat olmadıklarını söylemek yanlış olmasa gerek.

Hiç şüphesiz ki gerek kişiler gerekse ülkeler arasındaki problemlerin çözülebilmesi için öncelikle diyaloğun sağlanması ve karşılıklı olarak meselenin konuşulması konuşulabilmesi gerekmektedir. Eğer sınırın kapalı olması bu problemlerin çözümü noktasında yarar sağlayacak olsa idi şimdiye kadar sağlamış olması gerekmez miydi? Ancak gelinen noktaya baktığımızda sınırın kapalı olduğu dönemde problemlerin çözümü bir yana karşılıklı konuşmak bile mümkün olmuyordu.

Türkiye ve Ermenistan gerek Karabağ gerekse soykırım iddiaları konusunda bir ilerleme sağlanmasını istiyorsa bu yönde her iki ülkenin de, statükocu çevrelere rağmen, adım atması gerekiyordu ve iki ülke arasında imzalanan protokolde bu yönde atılmış önemli bir adımdır.

Son olarak da özellikle yetkililere şunu söylemek isterim ki, Ermenistanla yapılan görüşme ve anlaşmaların gerçek amacı konusunda Azerbaycan hükümetinin, Azeri halkının ve de Türkiye kamuoyunun zamanında yeterince bilgilendirilip yanlış anlamaların ve cephe almalarının önüne geçmeye çalışmak yerinde olacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI…

UYUŞTURUCU MADDELERİN TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI… Elveda TANIK etanik@egm.gov.tr Belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kullanılmasını, bulundurulmasını, üretilmesini ve satışının kanunlarla yasaklandığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere Uyuşturucu madde denir. Uyuşturucu madde kavramı genel anlamda, uyuşturma niteliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Bazen de keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılmaktadır. Kişiyi hayattan kopartarak kendisine bağımlı yapan, kişi ve toplum üzerinde (TERÖR, ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR, SUÇ ARTIŞI ve EKONOMİ) üzerinde etkileri olan bu maddelerin neler olduğu, nelerden, niçin ve nasıl yapıldığı hakkında bir bilgimiz var mı? Veya merak ediyor muyuz? Gelin, hep ...

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ

Sivil Toplum nedir? Sivil Toplumun faydaları nelerdir? vb. soruları hepimiz sormaktayız. Günümüzde yaygınlaşan, sık sık konuşulan sivil toplum nasıl olmalıdır ve bir ülkenin gelişiminde ki rolü nedir? Sivil Toplum; insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.21.yüzyılda önemli bir kavram olan sivil toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülke de demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplumun etkisi olduğu kadar da aktif vatandaşlık anlayışını da getirir. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra ...

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ…

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ KİŞİ VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ… etanik@egm.gov.tr Uyuşturucu madde kavramı; genel anlamda uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder. Yani, uyuşturan, duyarsız hale getiren madde demektir. Önceki yazımda; afyon ve türevleri, kokain ve türevleri, kenevir ve türevleri ile sentetik uyuşturucular olarak sınıflandırmasını anlatmaya çalıştığım uyuşturucu maddelerin kullanımının kişi ve toplum üzerindeki etkilerini gelin hep birlikte görelim. Bu maddelerden; ESRAR; mizacı, düşünceyi ve davranışları olumsuz etkiler. Beyinsel bağlantılarda kopukluk, reflekslerde, koordinasyonda bozukluk yapar. Dikkati dağıtır, paranoya ve muhtemelen psikoza yol açar. Unutkanlığa, yüksek dozda alındığında hayal görmeye neden olur. Bronşit ve akciğer kanseri riskini artırır. Uykulu hal yaratır, hafıza kaybına neden olur. Kalp rahatsızlığı yaratır, ağız ve boğazda kuruluk, gözlerde kanlanma meydana gelir. Erkeklerde sperm sayısında azalma ve kısırlık, kadınlarda tes...