Ana içeriğe atla

Kayıtlar

HEYHAT!!!!!!!!!

Yine göz yaşı yine kan…Sözün bittiği yer mi acaba…Söylendi ve bu gidişle söylenmeye devam edecek “Vatan sağ olsun”…Evet yine göz yaşı yine kan ve şehitler.Vatan sağ olsun, analar, babalar, bacılar, kardeşler, eş ve dostlar…Yine ateş düşen ocaklar, anaların göz yaşları ve yüreklerden kopan parçalar.Öncekiler gibi bunlarda gencecik fidanlar. Boğazıma bir şeyler düğümleniyor, yutkunamıyorum kelimeler yetersiz kalıyor hissetiklerimi anlatmaya. Türk Milleti için vatan kutsaldır, vatan borcu namus borcudur. Analar oğullarının beşiğini tıngır mıngır sallarken, “Eledim eledim höllük eledim. Aynalı beşikte bebek beledim. Büyüttüm besledim asker eyledim.” türküsünü tuttururken evladının o korkunç acı haberini almak nasıl bir şeydir Allah’ım sen sabırlar ihsan eyle. “Ateş düştüğü yeri yakar” sözünü parasının gücüne güvenenlere hatırlatmak isterim.Evet yine göz yaşı, yine kan…Analar ağlamasın derken yine ağlayan analar sönen ocaklar…Heyhat! Feryat ediyorum!!!Neler neler söylemek istiyorum amma vel...

Türkiye Eksen Mi Değiştiriyor Yoksa Eksenine Mi Geliyor ? (2)

Türkiye Eksen Mi Değiştiriyor Yoksa Eksenine Mi Geliyor ? (2) Önceki yazımızda Türkiye'nin alışılagelen politikalarında bazı değişiklikler yaşandığından bahsetmiştik. Bu değişikliğin bazıları tarafından eksen kayması olarak yorumlandığı ve eleştirildiğini belirtmiştik. Türkiye'nin önceki dış politika anlayışı ile şimdiki dış politika anlayışını maddeler halinde ifade etmeye çalışırsak; Önceki politika anlayışı; Türkiye'nin ekseni ve hareket noktası Batı'dır. Batı ne derse doğrudur anlayışı hakimdir, Uzun vadede Batılı ülkelerin sunacağı avantajlar (AB'ye giriş, IMF kredileri gibi) düşünülerek kısa vadede yanlış olduğu düşünülen konularda bile Batının istediği politikaların dışına çıkılmamalıdır, Batılı ülkelerle iyi geçinmek adına onlar istediği için Türkiye'nin çıkarlarına ters düşse dahi Batı haricindeki ülkelerle Ortadoğu, Rusya ve Orta Asya ülkeleri (kısaca Doğu ülkeleri diyelim) ile ilişkilerde belli bir mesafe korunmalı,  bu mesafe aşılmamalıdır, Şim...

ENDİŞELİYİM

Türkiye nereye gidiyor?... Son birkaç yıla baktığımız zaman endişe duymamak elde değil. Ekranlarda şiddet ve ölüm haberleri almış başını gidiyor. Bizler de kanıksamış bir vaziyette günlük hayatımıza devam ediyoruz. Ateş düştüğü yeri yakıyor.Duyulan şehit haberleri ve o anda öfke haykırılıyor ya sonra???Acaba herkes mi bu gidişten endişeli. Yoksa her şey güzel gidiyor da ben ve benim gibiler mi paronoyak? Evet endişeliyim ülkem nereye gidiyor diye! Evet endişeliyim kişi hak ve özgürlüklerinin bir bir kısıtlanmasından! Evet endişeliyim insanların duyarsızlığından! Evet endişeliyim şiddetin normalmiş gibi algılanmasından! vs.vs.vs……… Şiddete dayalı güçlülük duygusu en tehlikeli toplumsal hastalıktır. Bilhassa toplumda gelir dağılımdaki eşitsizlik ve güçlünün güçsüz, güçsüzün güçlü üzerinde hakimiyet sağlaması şiddettir. Şiddetin her türlü boyutu kişilik haklarının ihlalidir. Bireyler elbette haklarını istemelidir. Başkalarına zarar verirken ve toplumu yanlış yerlere götürürken değil. Yas...

Türkiye Eksen Mi Değiştiriyor Yoksa Eksenine Mi Geliyor ? (1)

Türkiye Eksen Mi Değiştiriyor Yoksa Eksenine Mi Geliyor ? (1) Son zamanların en çok kullanılan kavramlarından bir tanesi Türkiye'nin eksen değiştirmesi. Eksen değiştirmesi tabirinden ben şunu anlıyorum; Bir ülkenin devlet olarak kararlarını alırken ve uluslar arası alanlarda politikalarını belirlerken öncekilerden biraz daha farklı davranması. Türkiye'nin eksen değiştirmesi söyleminden anladığım da; Türkiye'nin önceden Avrupa ülkeleri ve ABD'nin isteklerine daha çok cevap veren kararlar alıp bu yönde politikalar geliştirirken şimdilerde bu politikalardan sapmalar göstermesidir. Bu doğru mudur? Doğru değil dersek hata ederiz. Gerçekten de Türkiye son yıllarda alışılagelmiş dış politikalardan daha farklı politikalar izlemektedir. Bu eksen değişikliği Türkiye'ye bir şey kaybettirir mi? Türkiye'nin eksen değiştirmesinden rahatsız olanlar şunu savunmaktadır; Türkiye gittikçe Batıdan uzaklaşmakta ve Ortadoğu ülkelerine yaklaşmaktadır. Bu da Türkiye'nin aleyhi...

Suriye’ye Gitmek Lazım

Suriye'ye Gitmek Lazım Suriye'nin önemli şehirlerinden Halep Kayseri arası karayolu ile yaklaşık 550 km. Yani Kayseri'ye İstanbul'dan daha yakın. İki ülke arasında vizelerin kalkmasından sonra gidiş gelişler daha da artmış. Gümrükte de çok fazla zaman kaybetmeden Suriye tarafına geçtik. Cilvegözü kapısından Halep'e gidiyoruz önce. Halep yaklaşık üç milyon nüfusu ile Suriye'nin önde gelen şehirlerinden bir tanesi. Türkiye'ye yakın olması, ülkelerarası gidiş gelişlerin fazla olması ve benzer kültürel özellikleri taşıması hasebiyle çok yabancılık çekmeyeceğiniz bir yer diyebilirim. Eğer Arapça da biliyorsanız yadırgamayacağınız bir şehir. Zaman zaman Türkçe bilen insanlarla karşılaşıyorsunuz ancak birçok ülkenin aksine İngilizce yaygın olarak kullanılmıyor. Dolayısıyla Arapça bilmiyorsanız bir tercümanla dolaşmanız uygun olur. Halepte Sabah mesaisi biraz geç başlıyor. Kaldığımız otelde sabah kahvaltısı saat sekizde başlıyordu desem mesainin başlangıcı konus...

DÜRÜSTLÜK

Dürüstlük nedir? Kişilere göre bu terim değişir mi? Dürüstlük, TDK.sözlüğünde “Doğruluk”,diğer sözlüklerde ise “özü sözü bir olma”, olanı olduğu gibi yansıtma”,”gerçeği saklamama”, bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama” olarak tanımlansa da eski Türkçe’deki karşılığı SAMİMİYETTİR.Peki kendimize bile samimiyiz? Bu soru üzerinde birkaç saniye düşünelim. Belki de verdiğimiz cevap hoşumuza gitmeyecek olsa da en azından gerçekle yüzleşmiş olacağız. Samimiyetin karşıtı samimiyetsizlik (ikiyüzlülük)tir. Samimiyetsizlik insanlar arasında dostluk ve sevgiye engeldir. Bu tür insanlarda nefisleri öne çıkar ve ilişkilerini ona göre düzenledikleri için toplumda fazla sevilmezler. Dürüst, samimi olan insan nefisine yenik düşmez. Dostluk ve insan sevgisini çıkarlarına göre belirlemez. Ne olursa olsun kendi kendisine tam anlamıyla samimi ve dürüsttür. “Bir insan ya dürüsttür ya da ikiyüzlüdür” sözünü yabana atmamak gerekir. Günümüzün globalleşen dünyas...

KİŞİLİK HAKLARI

Günlerdir habelerde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sn.Deniz BAYKAL ile ilgili kaset.Türkiye’nin nerelere geldiğini özellikle de özel hayata müdahale edilmesinin ne kadar korkunç ve çirkin olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.Hangimiz özel hayatımıza müdahale edilmesini isteriz.Bu son olay gösteriyor ki Türkiye’de özel hayat korunabilir mi sorusuna hayır denmesi gerekmiyormu? Hangimiz kendimizi güvende hissediyoruz? Hele hele bu tür görüntülerin gerçek mi değil mi diye araştırılarak sonucuna göre yorumların yapılması gerekir.Ülkemizde maalesef iddialar kanıtlanmış gibi gündemi meşgul ediyor ve yargısız infaz yapılıyor.Temel hak ve güvenceler ve özel hayatın gizliliği bu şekillerde ihlal edilmesi vatandaşın hakkını yok eder.?Peki! soruyorum bu ve benzeri iddialar asılsız çıktığında ne olacak bu kişilerin hakları?Kişinin özel hayatı ihlal edilmiş olmayacak mı?Kendisinin ve ailesinin psikolojik durumundan kim ve kimler sorumlu olacak? “Çamur at izi kalsın” misali Türkiye’nin gerçek...